Osman Batur
Osman Batur (Kazakça: وسپان باتىر; Оспан батыр; 1899 - 29 Nisan 1951), Doğu Türkistan'ın bağımsızlığı için mücadele etmiş olan direnişçi lideri. Altay Kazaklarındandır 20. yüzyılın ilk yarısında Çinliler ve Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi vermiştir. 1951 yılında Çinliler tarafından tutsak alınarak idam edilmiştir.
Biyoğrafisi
Gerçek adı
Osman İslamoğlu'dur. "Batur" ona kahraman, cesur anlamında milletinin verdiği bir unvandır. 1899 yılında Altay'ın Köktogay bölgesinde Öngdirkara mevkiinde doğmuştur. Altay Kazaklarından orta hâlli bir çiftçi olan İslâm Bey'in oğludur. Göçebe Kazak hayatını yaşayarak büyüdü. 10 yaşından önce iyi bir binici ve usta bir avcı olan Osman Batur, savaş sanatının inceliklerini 12 yaşında hizmetine girdiği Kazak Türklerinden olan Böke Batur'dan öğrenmiştir. Böke Batur'un Çinlilere yenilmesi akabinde Böke Batur'un Tibet üzerinden Türkiye'ye ulaşmaya çalışırken yakalanıp başının kesilmesinden sonra doğduğu yerde 40 yaşına kadar çiftçilikle uğraştı. 1940 yılına gelindiğinde Çin yönetiminin baskılarını iyice arttırması üzerine silahını alarak tek başına dağa çıktı. Tek başına başladığı mücadeleyi 29 Nisan 1951'de Urumçi'de idam edilene dek sürdürdü.
Mücadelesi
1941 yılında Çinlilere ve Ruslara karşı mücadeleye başlayan Osman Batur bütün Altay topraklarının ve Doğu Türkistan'ın Çinlilerden ve Ruslardan kurtarılmasını amaç edinmişti. II. Dünya Savaşı yıllarında Doğu Türkistan topraklarındaki Türklere yönelik baskıların kuvvetlenmesi ile birlikte tepki hareketleri de kuvvet kazanmış ve Osman Batur'un yükselmesine zemin hazırlamıştı.
Altayları Çinlilerden temizlemeye başlayan Osman Batur, 1943 yılında hedefine ulaşmış gözüküyordu. 22 Temmuz 1943'te Bulgun'da yapılan törenle Osman Batur Altay Kazakları'nın hanı ilân edildi. 1945'e gelindiğinde Doğu Türkistan'da birkaç şehir haricinde kontrol Türklerin eline geçmişti. Durum Çinliler için artık tahammül edilemez ve tehlikeli bir hâl alınca Çin orduları bölgeye sert ve yoğun operasyonlar uyguladı. Targabatay ve Altaylardan çıkarılan Osman Batur mücadeleye otuz bin kişi ile başlamış olsa da 1950'ye gelindiğinde bu sayı yaklaşık dört bin idi. Alibek Hakim ve silah arkadaşlarının mücadelesi de vardı.
1951 yılında Kanambal'da sıkıştırılan Osman Batur esir düştü ve Urumçi'ye götürüldü.
Osman Batur, halk arasında dolaştırılarak teşhir edildi ve 29 Nisan 1951 tarihinde kurşuna dizilerek öldürüldü.
Altay’ın Köktogay bölgesi Öndirkara mevkiinde doğdu. Kazaklar’ın Orta Cüz-Kerey-Abak Kerey-Cantekey-Molkı-Aytuvgan boyuna mensuptur. Babası İslâm Bey, annesi Ayça (Kayşa) Hanım’dır. Çocukluk yıllarında dinî dersler aldı. Gençliğinde gerilla savaşını Böke Batur’dan öğrendi. 12 Şubat 1940’ta Sarıtogay’da Akit Hacı Camii’ne yapılan saldırılar üzerine İris ve Esim Han liderliğinde Çinliler’e karşı başlatılan protestolara katıldı. Çinli yetkililer İslâm Bey’den silâhların toplanıp teslim edilmesini isteyince Osman Batur babasının ısrarına rağmen silâhını teslim etmedi ve “Bugün silâh veren yarın canını da verir, istiyorlarsa gelip alsınlar” dedi.
Osman Batur’un dağa çıkması Çinliler’in vereceği karşılık yüzünden ilk başlarda halkın tepkisine yol açtı. Fakat yaşanan olaylar onu halk arasında destanlaştırdı. Şerdiman, Nimetullah ve Nabi adlı çocukları da 1941’den itibaren istiklâl mücadelelerine katıldı. Urumçi idaresinin 5 Temmuz 1940’ta Altay’da Ruslar’a maden arama izni vermesi isyan ateşini alevlendirdi. 10 Mayıs 1941’de Osman Batur’un emriyle Altay’da görevli birçok Rus kurşuna dizildi. Ekim 1941’den itibaren millî ayaklanmanın liderliğini kendisi üstlendi. Çinliler ve Ruslar bu isyanı bastırmak için bütün güçlerini seferber ettilerse de bir sonuca varamadılar. 1942’de Moğolistan ve Sovyetler Birliği’nden yardım alan Osman Batur, Mart 1942’den Nisan 1943’e kadar hükümet askerlerine baskın yaparak düşmana büyük zayiat verdirdi. Bunun üzerine ikinci hanımı, üç oğlu ve beş kızı hapse atıldı. Tek erkek kardeşi Delilhan İslâmoğlu da 1942’de katledilmişti. 1943 yılı baharından itibaren Rusya, ihtilâlcileri desteklemeye karar verdi. Mayıs 1943’ten itibaren Osman Batur’a faaliyetlerini genişletmesi için cesaret verdi. O da hazirandan sonra birçok zafer kazandı. Bu savaşlar Mart 1944’e kadar devam etti. Hür Altay / Erikti Altay teşkilât divanı 22 Haziran 1943’te Bulgun’da yaptığı bir törenle Osman’a “Han” rütbesi ve kahramanlıklarından dolayı “Batur” unvanı verdi. Ardından daha güçlü bir şekilde Urumçi ile mücadeleye devam etti. Moğolistan Devlet Başkanı Çoybolsan’a heyetler gönderip silâh alımı konusunda anlaşmaya vardı. Çatışmalar Aralık 1943’te şiddetlenince yapılan toplantıda Osman Batur başkumandan seçildi.
Ocak 1944’ten itibaren Moğolistan’ın yaptığı yardımlar Osman Batur’un Çin birliklerine karşı başarısında etkili oldu. Çoybolsan, şubat ayında Alatöbe (Alatepe) mezrasında ilk defa Osman Batur ile buluştu. 16 Mart’ta Kazaklar’ın efsanevî lideri Canbeg’in sancağı çıkarılarak tören yapıldı. Çin birliklerinin boşalttığı yerler Osman Batur’un kontrolüne geçti. 9 Nisan’da Bulgun’da Osman Batur, Çoybolsan ve Rus asıllı kumandan Macik bir görüşme yaptı, 16 Nisan’da düzenlenen toplantıda bağımsızlık elde edilinceye kadar mücadeleye devam edileceği açıklandı. Haziran ayında savaş Altay’ın diğer bölgelerine de yayıldı. Bu gelişmeler üzerine Urumçi idaresi Altay’a kesin taarruz yapmayı kararlaştırdı. İki taraf arasında muhtemelen temmuz ayında vuku bulan savaşlar on beş gün kadar sürdü ve Çin askerî birlikleri geri çekilmek zorunda kaldı. Osman Batur’un Altay’daki başarıları Doğu Türkistan’ın diğer bölgelerinde de etkisini gösterince İli’de (Kulca) Ali Han Töre liderliğinde büyük bir ayaklanma başladı. Bu hareketin başarıya ulaşmasıyla Kulca (Gulca) Doğu Türkistan Cumhuriyeti kuruldu ve Ali Han cumhurbaşkanlığına getirildi. Bu devleti ilk tanıyan Osman Batur oldu. Daha sonra Üç Vilâyet İnkılâbı diye bilinen İli ihtilâli, Doğu Türkistan tarihinde benzeri olmayan bir olay diye nitelendirilir. Osman Batur 7 Ekim 1944’te Kulca idaresi tarafından Altay valiliğine tayin edildi. Bunun üzerine Çinliler, Osman Batur’un on sekiz yaşındaki kızı Kabiyra ile on dört yaşındaki oğlu Baydolla’yı anneleri Mamey’in gözü önünde hunharca katlettiler. On bir yaşındaki oğlu Kariy ve dokuz yaşındaki kızı Sapiyan’ı da 20 m. derinliğindeki bir kuyuya attılar. Evlâtlarına yapılan bu muamele karşısında Mamey intihara teşebbüs etti.
Osman Batur 1945’te Uluttu Korgav Uyumu’nu (Ulusu koruma teşkilâtı) kurdu. 6 Eylül’de yapılan bir törenle Altay halkının savaşı kazandığı ilân edildi. Moğolistan ve Sarsümbe’deki Rus konsolosu, Osman Batur’u tanıdıklarını bildirdi. Doğu Türkistan Millî Ordusu’nun Manas’a gelmesi üzerine Çin askerleri ateşkes ilân edince İli liderleri elçilerini Urumçi’ye gönderdi. Barış görüşmeleri 14 Eylül’de başladı. Müzakereler neticesinde Çin ve Kulca hükümetleri arasında anlaşma imzalandı (2 Ocak 1946). 1946’da Ali Han Töre’nin ortadan kaybolması üzerine karışıklıklar alevlendi. Osman Batur, Kulca yönetiminden yüz çevirdi. Hükümete karşı olan güvensizliği yüzünden bütün görevlerinden alınınca Kulca ile irtibatını kesti. Eylülde Tayankol’a yerleşti. Bir taraftan Kulca yönetimine karşı direnişe geçerken diğer taraftan Urumçi idaresiyle gizli görüşmeler yaptı.
Ülkede Sovyet tesirinin artması üzerine merkezî hükümet, 19 Mayıs 1947 tarihinde Xin-jiag eyalet hükümeti başkanlığına Mesut Sabri Baykozi’yi getirdi. Haziran 1948’de Baykozi, Osman Batur’u Urumçi’ye davet etti ve tekrar Altay valiliğine atadı. 10 Haziran’da Urumçi’ye giden Osman Batur halk tarafından sevgiyle karşılandı. Ertesi yıl Doğu Türkistan, Komünist Çin işgaline uğrayınca Osman Batur, Milleti Yükseltme Cemiyeti’ni kurdu. Gelişmelerden rahatsız olan Doğu Türkistan’daki müslüman Türk liderleri düzenledikleri bir toplantıda dış ülkelere göç etmeye karar verdiler. Canımhan Hacı 11 Eylül’de Urumçi’yi terkederek Osman Batur’la buluştu. Kazak halkı eylül ayından itibaren silâhlı mukavemete devam etti. 17 Eylül’de Osman Batur valilik görevinden alındı ve yakalanması için üzerine birlikler sevkedildi. O da komünist birliklerine karşı altı ay kadar gerilla savaşını devam ettirdi. 26 Eylül 1949’da genel vali Burhan Şehidî ve kumandan Tao ülkenin savaşsız Komünist Çin’e teslim edildiğini ilân etti. Çin karşısında tutunamayacağını anlayan Osman Batur yanında kalan az sayıda adamıyla birlikte 28 Ağustos 1950’de Makay’a çekildi.
Komünist birlikleri Osman Batur’un yakalanması için 8. Kızılalay’ı görevlendirdi. Dunkuang’daki 8. Kızılalay 10 Şubat 1951’de Kayız’a hareket etti. Osman Batur son savaşını yaptığı Kayız’da 17-18 Şubat gecesi Çin Kurtuluş Ordusu’na esir düştü. 21 Şubat’ta Dunkuang’a, oradan 16 Mart’ta Urumçi’ye götürüldü. Ağır işkencelerden sonra idama mahkûm edildi. İdam kararı infaz edilmeden önce Urumçi sokaklarında dolaştırıldı. Kızı Azapay’ın da esir olarak çalıştırıldığı bir elbise imalâthanesine götürüldü. 29 Nisan’da kurşuna dizildi. Halkını özgürlüğe kavuşturmak için mücadele veren Osman Batur’un birçok yönüyle Şeyh Şâmil’e benzediği söylenebilir. Doğu Türkistan’ın hürriyet ve istiklâl mücadelesinde Osman Batur’un seçkin bir yeri vardır.
BİBLİYOGRAFYA
G. Lias, Kazak Exodus, London 1956, tür.yer.; a.mlf., Göç (trc. Mehmet Çağrı), İstanbul 1973, s. 14-15, 32-48; A. D. Barnett, China on the Eve of Communist Takeover, London 1963, s. 264-265, 268, 275-276; H. L. Boorman – R. C. Howard, Biographical Dictionary of Republican China, New York 1967, III, 46-47; Türkistan Şehitleri, İstanbul 1969, s. 42, 44; Hızır Bek Gayretullah, Altaylarda Kanlı Günler, İstanbul 1977, tür.yer.; Halife Altay, Anayurt’tan Anadolu’ya, Ankara 1981, s. 265, 409-410, 414, 421-423; İsa Yusuf Alptekin, Doğu Türkistan Dâvâsı, İstanbul 1981, s. 175, 182-183, 262, 265, 290-291; a.mlf., Esir Doğu Türkistan İçin-II, İsa Yusuf Alptekin’in Mücadele Hatıraları (1901-1949) (haz. Ömer Kul), Ankara 2009, s. 20, 217, 244, 514 vd., 539; A. D. W. Forbes, Doğu Türkistan’daki Harp Beyleri (trc. Enver Can), İstanbul 1991, s. 308-309, 312, 331, 388-389, 393, 470-471; A History of Migration of Xin-jiang Kazak People, Urumçi 1993, s. 99-102, 111; Baymirza Hayit, Türkistan Devletlerinin Millî Mücadeleleri Tarihi, Ankara 1995, s. 325-331; The Kazaks of China: Essays on an Ethnic Minority (ed. L. Benson – I. Svanberg), Uppsala 1998, s. 146-147, 150, 153, 157, 161, 164, 167, 169, 174, 181; Dosan Baymolda, “Moğol Kaynaklarında Osman Batur” (trc. Hızır Bek Gayretullah – M. Ali Engin), Şehadeti’nin 52. Yılında Altay Kartalı Osman Batur (haz. Hızır Bek Gayretullah), İstanbul 2003, s. 8-9; Tursınkan Zakenuli, “Çin Kaynaklarında Osman Batur ve Doğu Türkistan Cumhuriyeti” (trc. Meryem Kırımlı), a.e., s. 44-50, 52-59; V. İ. Petrov, Myatejnoe serdtse Azii, sintszyan kratkaya istoriya narodnıh dvijeniy i vospominaniya, Moskova 2003, s. 477, 488 vd., 494, 496; Christian Tyler, Wild West China, The Taming of Jinjiang John Murray, London 2003, s. 121 vd.; Li Sheng, Çin’in Xin-jiang Bölgesi Geçmişi ve Şimdiki Durumu (trc. Xu Xinyue), Urumçi 2006, s. 166, 177 vd., 218; Gülçin Çandarlıoğlu, Özgürlük Yolu: Nurgocay Batur’un Anılarıyla Osman Batur, İstanbul 2006, tür.yer.; Abdülvahap Kara, Azattıktın Öşpes Ruvhı, Nurğocay Batırdın Estelikteri Cane Ospan Battır, Almatı 2008, s. 5, 101-102, not 61-62; Polat Kadirî, (Ülke Tarihi) Baturlar: Doğu Türkistan Millî Mücadele Tarihi (1930-1949) (haz. Ömer Kul), Ankara 2009, s. 11, 56, 114-115, 121-122, 155-156, 192; Ömer Kul, Osman Batur ve Doğu Türkistan Milli Mücadelesi: 1941-1951 (doktora tezi 2009), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; a.mlf., On Yıla Sığan Efsanevi Ömür: Osman Batur Han, İstanbul 2010.
Bazı toplumların karşı karşıya kaldığı büyük zorluk dönemlerinde ortaya çıkan büyük, efsanevi kahramanlar vardır. Onlar, toplumlarını içinde bulundukları güç durumdan kurtarmak için, büyük özveriler içinde toplumlarına örnek ve önder olurlar; kurtuluş yolunda onlara kılavuzluk ederler. Bunların kimisi giriştiği mücadelelerde başarılı olur, toplumunu bağımsızlık ve huzura kavuşturur; kimisi de o uğurda hayatını feda eder, ünlü bir kahraman olarak anılmağa hak kazanır.
Milletini tutsaklıktan kurtarıp ona bir devlet armağan eden Türk büyüklerinin en önde geleni, kuşkusuz, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Toplumunu bağımsızlığa kavuşturmak için on bir yıl mücadele eden Doğu Türkistan Mücahidi Osman Batur ise, bahtsız bir halk kahramanı idi; talihsiz bir biçimde yakalanıp önce tutsak, sonra şehit edilmiştir.
Elimizde Osman Batur’un on bir yıllık efsanevi ve destansı mücadelesini, şehitliğinin 60. yılında anmaya vesile olan güzel bir kitap var. Bu kitap onun, on bir yıllık mücadele hayatına olduğu kadar Doğu Türkistan Türklüğünün 1941-1951 dönemindeki büyük mücadelesine de ışık tutmaktadır.
Türk aydınları Osman Batur’u az çok tanırlar. Çünkü 1952 yılından başlayarak Türkiye’ye göçen Doğu Türkistanlılar anı kitaplarında veya dergilerde çıkan yazılarında, onu saygı ile anmayı, anılarında ona yer vermeyi görev saymışlardı. Fakat anılara dayanan bu bilgiler, elbette, eksik, yanlış, bazen de yanlı idiler. Elimizdeki kitap ise, bir doktora çalışmasının bir kesimine dayanan bilimsel bir eserdir. Osman Batur olayını birçok yerli ve yabancı kaynaklara dayanarak titizlikle incelemiş, o büyük Türk kahramanı hakkında yeni, özgün bilgiler sunmakla kalmamış, yanlış bilinen bazı önemli olay ve bilgileri de düzeltmiştir.
Dr. Ömer Kul’un bu eseri, On Yıla Sığan Efsanevi Ömür: Osman İslâmoğlu’ndan Osman Batur Han’a: 1941-1951. İstanbul: Doğu Türkistan Göçmenler Derneği, 2011. 192 s. ISBN 978-605-61751-3-8. kimliği ile güzel bir kapak içinde yayıma sunulmuş olan temiz baskılı, metin yanında harita ve fotoğrafları da içine alan küçük boy bir kitaptır.[i]
Bu eserin bütününü oluşturan tezin danışmanı olan Prof. Dr. Abdülkadir Donuk, esere yazdığı sunuş yazısında, “Osman Batur’un 11 yıla sığdırdığı efsanevî millî mücadelesi dilden dile anlatılagelmiştir. Kementle uçak düşüren, düşmanlarına aman vermez cesareti ve nişancılığı ile dolu hayat mücadelelerini gençlerimize anlatarak geçirdiğimiz uzun yıllardan sonra akademik anlamda da mümtaz şahsiyetin mücadelelerinin kaleme alınması gerekli hâle gelmişti. Bu düşünce ile doktora çalışması olarak yaptırdığım tezin basılacak olmasından duyduğum mutluluğu bu vesile ile ifade etmek isterim. Türk Dünyasının en mazlum ve en sahipsiz halkı konumunda bulunan Doğu Türkistanlıların 1941-1951 yılları arası tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan Osman Batur’un mücadelesi her yönüyle ibret alınması ve gelecek nesillere anlatılması gereken olaylarla doludur. Danışmanlığını yaptığım “Osman Batur ve Doğu Türkistan Millî Mücadelesi” adlı doktora tezinin bir bölümünü teşkil eden elinizdeki bu eserle, büyük halk kahramanı Osman Batur’un hayatı ve mücadeleleri objektif olarak ortaya konulmuştur.” demektedir.
Dr. Ömer Kul’ca yapılan bir doktora çalışmasının önemli bir bölümünü oluşturan bu eser, bir ‘giriş’ ile üç ‘bölüm’den oluşmaktadır. Giriş’te (17-26.), “Doğu Türkistan’da Guo-Ning-Dang İdaresi ve Kazak Türklerinin genel durumu” özetlenmekte; “Osman İslâmoğlu’ndan Osman Batur Han”a başlıklı I. Bölüm (29-114.)’de Osman Batur’un çocukluğu, gençliği ve Böke Batur ile münasebeti ve aktif mücadeleye başlaması, mücadelenin önderliğine getirilmesi, “han” ve “batur” ilân edilmesi ele alınarak, 1940-1946 yılları arasındaki mücadele hayatı Doğu Türkistan millî mücadelesi içinde değerlendirilmekte; “1946-1951 Yılları Olayları ve Göç” başlığı altındaki II. Bölüm (115-162.)’de, anılan yıllar arasında Doğu Türkistan’da gelişen olaylar ve Osman Batur’un giriştiği mücadeleler anlatılmakta; “Osman Batur’un Yakalanması, Şehadeti ve Kişiliği” başlıklı III. Bölüm (163-183.)’de ise, Batur’un Komünist Çin yönetimince yakalanması, şehit edilmesi ve daha sonraki olaylar dile getirildikten sonra, büyük kahramanın kişiliği üzerinde durulmaktadır..
Numara verilmemiş olan kısa “sonuç” bölümünde ise, çalışmanın özlü bir değerlendirmesi sunuluyor. Burada verilen bilgiler ile Osman Batur üzerine biline gelen birçok hususların doğru olmadığını anlayıp doğrusunu öğreniyoruz. Eser değişik dillerdeki kaynakları tanıtan geniş bir bibliyografya ile son bulmaktadır.
Ülkemiz dışındaki Türk dünyası ile ilgilenenlerin ve Osman Batur’un efsanevî, gerçek mücadele hayatını öğrenmek isteyenlerin, bu kitabı mutlaka okumalarını öğütleriz. Bilgi ve iletişim için Serkan Dinçtürk, 0535 779 32 85 veya Fethi Ahmet Yüksel, 0546 797 57 99’a başvurulabilir.
Kaynaklar:
ÖMER KUL : islamansiklopedisi.org.tr/osman-batur
Necmeddin SEFERCİOĞLU : turkyurdu.com.tr