"TÜRKİYE Sene 1995 YAŞANMIŞ BİR GERÇEK HAYAT BİLGİSİ TARİH DERS KİTAPLARINDA OKUTULDUĞU GİBİ DEĞİL".
Yaşadıkları olayı anlatan kendi kaleminden Antalya'nın en ücra bir dağ köyünde doğmuş büyümüş Safiye Çetinkaya'nın duygu dolu Dramı..
Ortaokul ve lise yıllarım; sıkı Atatürkçü ve devrimci bir zihniyete sahibim. Çok okuyorum. Öğretmenlerim benim sağlam bir komünist olacağıma garanti gözüyle baktıkları için sürekli kendi kütüphanelerinde ki Lenin, Hitler, Mao, Mussolini'nin kitaplarını hediye ediyorlar.
(Kıyaslama yapmam için) Durmadan tarih okuyorum.
İslamcıların yerinin tek Arabistan olduğunu ve dünyayı sadece sosyalizmin kurtaracağına inanıyorum.
Kimsenin yaşam şekline karışılmayacağı bir ülke hayal ediyordum.
Sonra birden, ansızın hayattaki en önemli şeyi öğreniyorum. Oysa hazır değilim henüz bu yükü kaldırmaya. Sağlığın en kıymetli şey olduğunu ve bütün ideolojilerin sağlık söz konusu olunca yok olduğunu öğreniyorum.
Sene 1995 ve annem ağır bir hastalığa yakalandı. Ameliyat olması gerekli. Babam hastanelerden sıra almak için günlerce uğraşıyor ama bir yıl sonrasına sıra veriyorlar. Okuldan eve hep korkarak geliyorum.
"Ya ben okuldayken annem öldüyse!"
Bu korku beni bitiriyor. Derslerim kötüye gidiyor....