Loading...
 
tr
Tayfun Göktaş
Erkek 34 y.o.
16%

Takipciler

Arkadaşlar

Serkan BEKİROĞULLARI
  • friends+total_friends

Projem

Henüz hiç projeler başlamamış
Orhan Yanık
EMİN KARIŞAN
Hüseyin cenk
Bill Watzmanescu
Kai Vaidyaez
Mert
mehmet mengüç
Engin Arayis
Sinan Uzun
Mert karaataş
Simayaliye
Sevgi basık
emre gökdemir
emre gökdemir
B.Söylemez
Mustafa Erbas
Sefa açık
Soner Kırtıl
Maksume sultan
Okan BÜYÜKÇELEBİ
Hüseyin YILMAZ
Hakan temizel
Hasan akkurt
Alikemal Akyasan
Alper Aslanoğlu
Berkay kaya
Müge Anlı
Gönül Dağı
Ebubekir aktaş
Anıl Yıldız
Neşet Altın
Ferid Uluçınar
Mehmet Ilhan
Yuliyan Aleksiev
Neyfel Kahramaner
Hayrettin Karaoğuz
Giyim İlanları
Umut Can
Kara Poyraz
Ramazan tekiş
Ülkü Cantürk
Sotnikova Svetlana
Betül Su
Mehmet Bozkurt
Mehmet Bozkurt
Maşallah Atiş
HasanAkkoyun
Ahmet Furuncu
Sinan Timur
Emre Öztürk
Sevda Yazar
Klinik Danışman
Sevda Gülcan
Erkan sayan
Ümit abaylı
Serhat Arslan
Emin Yaman
Joychen Gersava Cabrera
Ikidamla Gözyaşı
Resul kurnaz
İlginç kullanıcı mı? Bu ek verilerle bu kullanıcı hakkında kendi sonuçlarınızı oluşturun:
Kimseyi engellemedi ya da engellemedi.
Herhangi bir arkadaşlık isteği almamış.
5 arkadaşlık isteği gönderdi ve 1 kabul etti. 4 göz ardı edildi ve henüz 0 cevapsız kaldı.

Haber Kaynağı

  • birthdays+feed_item_line
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    birthdays+birthday Ekim 16
    0 Beğen 0 Yorum Yap
    Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekiyor
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    En Hızlı Büyüyen Ağaç...Paulownia Ağacı
    En hızlı büyüyen ağaç, olarak bilinen Paulownia Ağacı, kaliteli ve sert kereste elde etmeye olanak sağlayan, yapraklarını hayvan yemi ya da yeşil gübre olarak kullanabileceğiniz, toprak verimliliğini artırabilecek ve dikildiği alanlarda tarım yapılmasına olanak sağlayacak bir ağaçtır. Ayrıca bu ağacın hava kirliliğini önlediğini ve iklim üzerinde yumuşatıcı bir etkiye sahip olduğunu da söyleyebiliriz.

    Paulownia ağacının ana vatanı Çin'dir ve bu ağacın dikildiği yıl 8-8,5 metre boyuna uzayabildiği ve bir yıl içerisinde 10,38 metre büyüdüğü bilinmektedir. Elongate türü bir ağaç olan Paulownia bu özelliği ile dünya rekorunu da elinde bulundurmaktadır. Bu ağacın 5 yıl içerisinde kesilecek büyüklüğe geldiğini görebilmek mümkündür. Ancak ekonomik açıdan en verimli şekilde kesileceği yaşın 11-18 yaş aralığı olduğunu görebiliyoruz. 10 yaşın üzerinde lan ağaçların kereste kalitesi bakımından daha yüksek olması, ekonomik değerinin de fazla olması sebebi ile kesilmesi için bu yaşların beklenmesi daha doğru olacaktır. 70-80 yaşlarına kadar yaşayan bu en hızlı büyüyen ağaç kök sistemi çok güçlü olan ve bu kök sistemi 8-10 kez kullanılabilen bir ağaçtır. Bu bakımdan bir kere dikildiği zaman yeni fide alımına da gerek bırakmamaktadır.


    En hızlı büyüyen ağaç unvanını taşıyan Paulownia ağacı kereste bakımından hafif ve dayanıklı, ancak kullanımı çok kolay olan bir ağaçtır. Bu özellikleri ile fırınlama maliyeti de olmayan bu ağacın çekme özelliği çok az olduğu için yılma, çatlama ve bel verme özellikleri de bulunmamaktadır. Isı ve elektrik yalıtımı çok düşük olan bu ağacın kerestesinin bu özelliklerine karşın çürümeye karşı oldukça dirençli olduğunu söyleyebiliriz. Bu da kerestesinin en başta mobilya yapımı olmak üzere pencere ve kapı doğramaları yapmak, müzik enstrümanı yapımı, süs eşyası, inşaat konstrüksüyon gemi yapımı gibi alanlarda kullanılan değerli bir malzeme olduğunu göstermektedir. Ayrıca ağacın kerestesinin lambri, kaliteli sunta ve kağıt üretimi gibi pek çok alanda başarıyla kullanıldığını görebilmek mümkündür.

    İri yaprakları çok büyük miktarda azot içermekte olan ağacın yapraklarını bu özelliği sebebi ile hayvan yemi ya da yeşil gübre olarak kullanabilmek mümkündür. Ayrıca ağacın yapraklarının besin değeri bakımından arpa ile eş değer olduğunu söyleyebiliriz. Hatta son zamanlarda yapraklarının slaj yemi olarak kullanıldığını görebilmek mümkündür. Bu yaprakların toz emme makineleri gibi çalıştığını söyleyebilmek mümkündür. Bu özelliği bakımından bir Paulownia ağacının yaklaşık olarak 15 çam ağacı kadar toz emdiğini, bol oksijen üretmekte olan yapraklarının üzerinde bulunan yapışkanlı tüycüklerin minik sinekleri yakalayarak öldürdüğü de görülmektedir.

    Çok güzel çiçeklere de sahip olan bu en hızlı büyüyen ağaç sahip olduğu çiçeklerin bal özü olarak çok zengin olmasının yanı sıra hava koşulları da müsait olduğu takdirde 3 aya kadar çiçekte kalabilmesi mümkün olduğundan arıcılık bakımından ideal bir ağaç olduğu bilinmektedir. Üstelik güzel görünüme sahip olan çiçekleri ve dekoratif yaprakları sayesinde Paulownia peyzaj amacıyla sıklıkla kullanıldığını görebilmek de mümkündür.

    paulownia ağ... için Google Alışveriş sonuçları

    Paulownia Tomentosa ...
    ₺13,90
    Gittigidiyor

    Prenses Ağacı - Paulownıa ...
    ₺4,90
    n11.com

    10 Adet Paulownia ...
    ₺2,90
    Gittigidiyor

    4 Mevsim Meyve Veren ...
    ₺29,90
    Gittigidiyor

    Paulownia tomentosa ...
    ₺74,99
    Fidanistanbul...

    Prenses Ağacı Paulownia ...
    ₺0,99
    Gittigidiyor
    En hızlı büyüyen ağaç, olarak bilinen Paulownia Ağacı, kaliteli ve sert kereste elde etmeye olanak sağlayan, yapraklarını hayvan yemi ya da yeşil gübre olarak kullanabileceğiniz, toprak verimliliğini artırabilecek ve dikildiği alanlarda tarım yapılmasına olanak sağlayacak bir a ...
    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    iyimiş Bol bol dikerim ben bundan bak.
     Gözat Cevap: 2  
    0 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    Basurun Riskleri Nelerdir?
    Basurun Riskleri Nelerdir?
    Basur genel olarak yaşam kalitesini düşüren bir rahatsızlıktır ve hayati bir tehlike yaratmaz. Ancak basurun genel sağlık üzerinde yarattığı risk damarların tıkanmasıyla birlikte artabilir.


    Buna ek olarak aşırı kanamaya neden olan basur bir süre sonra kan kaybıyla birlikte kandaki demiri azaltarak “anemiye” yol açabilir.


    İç basurda damarlara olan kan akışı, damarın büzülmesi nedeniyle durursa şiddetli ağrıların yanı sıra doku kaybı görülebilir.

    Bir diğer tehlikeli durum ise basurun iltihaplanması ve çevresinde bulunan diğer doku ve kasları etkilemesidir.






    Basurun Riskleri Nelerdir?
    Basur genel olarak yaşam kalitesini düşüren bir rahatsızlıktır ve hayati bir tehlike yaratmaz. Ancak basurun genel sağlık üzerinde yarattığı risk damarların tıkanmasıyla birlikte artabilir.


    Buna ek olarak aşırı kanamaya neden olan basur bir süre sonra kan kaybıyla birlikte ...

    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    Sıkıntılı bir rahatsızlık kesinlikle. Dikkat etmekte fayda var. Eziyetini uzun bir süre ç...
     Gözat Cevap: 1  
    0 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    Cilt Kanseri Belirtileri Nelerdir?
    Cilt Kanseri Belirtileri Nelerdir?

    Cilt kanserinde erken teşhis oranı diğer kanser türlerine göre daha yüksektir çünkü kanserin neden olduğu belirtiler cilt yüzeyinde, gözle görülebilir.
    Tabii bunun yanında cilt yüzeyinde yeni oluşan lekelerin ve mevcut et benlerinin düzenli olarak bir doktor tarafından kontrol edilmesi, kanserin ilerlemeden kontrol altına alınabilmesi için son derece önemlidir.
    Cilt kanseri ciltte çıkan ve 4 hafta içinde geçmeyen lekeler veya yaralar olarak kendini belli edebilir. Bu lekeler/yaralar kaşınabilir, acıyabilir, kanayabilir, pullanabilir veya kabuk bağlayabilir. Cildin çatladığı bölgelerde, nedenini tam olarak belirleyemediğiniz küçük ülserler oluşabilir.



    Cilt Kanseri Türleri
    Cilt kanserleri bazal hücreli kanser, skuamöz hücreli kanser ve melanom olarak üçe ayrılır.

    Bazal Hücreli Cilt Kanseri: Bazal hücreli cilt kanseri epidermisteki (cildi dış etkenlere karşı koruyan üst tabaka) bazal hücrelerin değişimiyle oluşur ve en sık görülen cilt kanseri türüdür. Gelişimi yavaştır, cilt geneline yayılmaz ve nadir olarak hayatı tehdit eder.

    Skuamöz Hücreli Cilt Kanseri: Yaygın olarak görülen kanser türlerinden biridir. Skuamöz hücreli cilt kanseri lenf bezleri ve iç organlara yayılabildiği için tedavinin hemen başlatılması gerekir. Zamanında tedavi edilmeyen skuamöz hücreli cilt kanseri ölümle sonuçlanabilir.

    Melanom: Üçüncü ve en tehlikeli cilt kanseri türü olan melanom, diğer cilt kanseri türlerine oranla nadir olarak görülmekle birlikte erken teşhis edilmediği takdirde ölümle sonuçlanabilir.
    Erken teşhis edilebilirse hastanın tam olarak tedavi edilmesi mümkündür. Farklı renklerde ve sınırları tam olarak seçilemeyen benlerin melanoma dönüşme riski bulunmaktadır.


    Cilt Kanseri Belirtileri
    Farklı cilt kanserlerinin farklı belirtileri bulunmaktadır. Aşağıda türüne göre, o cilt kanseri türünün en sık görülen belirtilerini bulabilirsiniz.

    Ancak her kişi için cilt yüzeyinde gözle görülür belirtiler aynı olmayabilir. Bu nedenle cildinizde yeni lekeler, benler ve yama şeklinde kızarıklıklar oluştuğunda emin olmak için mutlaka bir doktora görünmeniz önerilir.
    Ayrıca et benlerinin olası kanser riskine karşı düzenli aralıklarla kontrol ettirilmesi kritik önem taşımaktadır.



    Melanom Belirtileri: Cilt yüzeyinde yeni bir leke veya mevcut bir lekenin şeklinin, renginin ve büyüklüğünün değişmesi olarak kendini belli edebilir.

    Cildin normalde güneş ışığına maruz kalmadığı bölümlerinde de ortaya çıkabilmektedir. Melanomun bir diğer türü olan “nodular melanom”da ise cilt yüzeyinde oluşan lekeler daha çok kabartı ve kubbe şeklindedir. Bir süre sonra bu kabartı şeklindeki lekelerde kanama ve kuruma görülebilir. Genellikle pembe ve kırmızı, daha nadiren de kahverengi ve siyah olarak görülürler.
    Uzun süreler güneş ışığına maruz kalmak, korunmazsız güneşe çıkmak, genetik özellikler melanom’un başlıca nedenleri arasındadır. Ayrıca renkli gözlü ve açık tenli insanlarda melanom görülme oranı daha yüksektir.

    Bazal Hücreli Cilt Kanseri Belirtileri: Çoğunlukla soluk kırmızı renkte, kuru ve pullu kabartılar şeklinde görülür. Bu kabartılar ülserleşebilir ve tamamen iyileşmeleri mümkün olmayabilir. Bu lekeler sıklıkla cildin güneşe maruz kaldığı bölgelerde ortaya çıkarlar ve zaman içinde büyürler.

    Skuamöz Hücreli Cilt Kanseri Belirtileri: Bu cilt kanseri türü kendini cilt üzerindeki sertleşmiş, kırmızı ve kolay kanayan lekelerle belli eder. Lekeler kuru olabilir ve ülserleşebilir. Çoğunlukla 50 yaş üzeri yetişkinlerde görülür.

    Benlerin Kansere Dönüşümü: Meloma bazı durumlar bir benden başlayabilir. Ben üzerinde kabuklanma varsa, ben değişik renk tonlarındaysa, kanama ve kaşıntı varsa, asitmetri ve benin kenar hattında düzensizlik varsa, ben çevresinde kızarıklık oluşuyorsa ve üzerinde kıllanma artışı varsa kontrol ettirilmelidir.
    Eğer bende bu değişimlerin biri veya birkaçı varsa ben cerrahi müdahale ile çıkarılır ve patolojik olarak incelenir.
    Cilt kanseri belirtileri için bir genelleme yaparsak, cilt üzerinde daha önce bulunmayan leke, kabartılar, yan yana küçük kitleler, kanama ve ağrı yapabilen yeni oluşumlar cilt kanseri belirtisi olarak kabul edilebilir.
    Tabii bu lekeler ya da kabartılar mutlaka kanser nedeniyle değil, güneşin, ilerleyen yaşın veya diğer faktörlerin etkisiyle de ortaya çıkabilir. Ancak tedbiri elden bırakamamak için bu tip lekelerin kontrol edilmesi önemlidir.


    Cilt Kanseri Hakkında Gerçekler ve Yanlış Bilinenler
    Solaryumda bronzlaşmak daha sağlıklı: Yanlış. Solaryum tüm cilt kanseri türleri açısından daha yüksek risk taşımaktadır. Yüksek basınçlı güneş lambaları normal güneş ışınlarından 12 kat daha fazla UVA (ultraviyole A ışını) yaymaktadır.

    Güneş bulutlu günlerde cilde herhangi bir zarar vermez: Yanlış. Güneşin, ciltte hasara yol açan UV ışınlarının %80’i buluttan ve sisten geçebilmektedir.

    Koyu tenli cildi olanlar cilt kanseri olmaz: Yanlış. Evet, açık tenli insanlarda cilt kanseri görülme oranı koyu tenli kişilere göre daha yüksektir ancak bu koyu tenli insanlarda hiç cilt kanseri görülmediği anlamına gelmez.

    50 koruma faktörlü güneş kremi kullandığım için güneş cildime zarar veremez: %100 doğru değil çünkü kullandığınız güneş kremi sadece güneşin UVB ışınlarını önlüyorsa cilt kanserine yol açabilen UVA ışınlarına karşı korumasız olabilirsiniz.


    Kendi Kendine Cilt Kontrolü Nasıl Yapılır?
    Kanserin cilt üzerindeki belirtileri vücudun her bölgesinde görülebileceği için düzenli aralıklarla tüm cildinizi kontrol etmelisiniz.

    Boy aynası cildin büyük bir bölümünü görebilmek için etkili olabilir. Sırtınızı ve vücudun arka kısmını ise yine boy aynası karşısında, elinizde tutacağınız küçük bir ayna ile gözden geçirebilirsiniz.
    Tüm kıyafetlerinizi çıkarın ve bulunduğunuz odanın küçük lekeleri görebilecek kadar aydınlık olduğundan emin olun.
    Boy veya el aynasıyla göremediğiniz bölümler için bir aile bireyinden veya bir arkadaşınızdan yardım alabilirsiniz.


    Güneşten Korunmak İçin Nasıl Bir Güneş Kremi Seçmeli?
    Güneş kremi seçiminden önce güneşin cilde zarar veren ve cilt kanserine neden olabilen UVA ve UVB ışınları hakkında kısa bilgi verelim.
    Uzun dalga UVA ışını ciltte kalıcı etkiye neden olan, cildi yaşlandıran ve cilt kanserine yol açabilen ultraviyole ışınıdır. UVB ise kısa dalga ultraviyole ışınıdır ve güneş yanığına, cilt hasarına ve UVA gibi cilt kanserine neden olabilir.
    Güneş kremi ambalajı üzerinde bulunan “SPF” Güneşten Koruma Faktörü (Sun Protection Factor) anlamına gelir. SPF ne kadar yüksek olursa (örneğin 50 SPF) kremin koruyucu etkisi o kadar fazladır.
    Örneğin hiç krem kullanmadığınızda cildiniz güneşte 20 dakika içinde kızarmaya başlıyorsa, SPF 50 krem ile bu süre 50 kat uzar. Seçeceğiniz koruma faktörlü güneş kremi her iki ultraviyole (UVA ve UVB) ışınına karşı koruma içermelidir. Bu bilgileri kremin ambalajı üzerinde bulabilirsiniz.
    Güneş kremleri cilde sürülürken çok yedirilmemelidir ve cilt yüzeyinde bir tabaka oluşturacak şekilde sürülmelidir.
    Her ne kadar bazı kremler “su geçirmez” veya “sudan etkilenmez” ibareleriyle satılsa da denize girip çıktıktan sonra yeniden güneş kremi sürülmelidir. Denize girmeseniz bile güneşten en çok etkilenen burun, omuzlar, ayak üstleri gibi bölgelerdeki kremi, düzenli aralıklarla tazelemelisiniz.

    Cilt Kanseri Belirtileri Nelerdir?

    Cilt kanserinde erken teşhis oranı diğer kanser türlerine göre daha yüksektir çünkü kanserin neden olduğu belirtiler cilt yüzeyinde, gözle görülebilir.
    Tabii bunun yanında cilt yüzeyinde yeni oluşan lekelerin ve mevcut et benlerinin düzenli olarak bir doktor tarafınd ...

    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    Teşekkürler bilgiler için, dikkat etmekte fayda var.
     Gözat Cevap: 1  
    0 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    Maden Suyu ve soda arasındaki fark nedir?
    Doğal maden suyu, yer altı sularından elde edilmiş mineraller ve karbondioksit gazı ile birlikte yeraltındaki çatlaklardan ilerleyerek yeryüzüne çıkar ve tamamen “doğaldır“. Soda ise, içilebilir suya yapay mineraller ve karbondioksit gazı eklenerek elde edilen “yapay” bir içecektir.

    İçilebilir nitelikteki herhangi bir suya karbondioksit ve bikarbonat eklendiğindesoda yapmış oluruz. Maden suyu ve soda, ikisi de mideyi rahatlatma özelliğine sahiptir ancak sodanın başka hiçbir işlevi yoktur fakat maden suyu doğal bir mineral deposudur.

    Maden suyu içinde; bikarbonat, sülfat, klorür, kalsiyum, magnezyum, florür, iyodür, demir,potasyum ve sodyum bulundurur.

    Günde Ne Kadar Maden Suyu Tüketmeliyiz ?
    Ter, solunum, idrar ve spor ile kaybolan minerallerin takviyesi için su içmenin yanı sıra maden suyu içerek bu ihtiyacımızı karşılamış oluruz.Amerikan obezite birliği sağlıklı bireyler için günlük 600ml olarak belirlemiştir. Ülkemizde bazı kaynaklar günlük tüketim sınırı 2 litre, 3 litre, 2 şişe veya 8 bardak olarak yorumlanmaktadır. Fakat bilmemiz gereken nokta yazın ve kışın günlük sıvı tüketimiz aynı değil ve buna bağlı olarak da kışın 1 litre ihtiyacımız olan su yazın 3 litreye kadar çıkmaktadır. İhtiyacımız olan sıvı tüketimini maden suyu içerek karşılamamız sağlık açısından daha değerlidir.

    Maden Suyu ”Asitli”midir ?
    Halk arasında ”asitli” denilen içecekler aslında içeceğin içinde ”karbondioksit” gazı olmasıdır. Karbondioksit gazı dilimiz ile temas ettiğinde geçici olarak tat algılayıcılarını uyuşturduğu için, mineral tadı algılanmasını baskılayarak içimi kolaylaştırmak için kullanılır.

    Maden Suyunun Faydaları Nelerdir ?
    Gençler, menopoz sonrası kadınlar ve ileri yaşlardakilerin günlük kalsiyum gereksinimlerini karşılar. Böylece güçlü kemik yapısının oluşması ve korunmasını sağlar,
    Sportif aktivitede terleme ile oluşan su ve mineral kaybını karşılar ve yorgunluğu hızla giderir,
    Büyüme çağında, hamilelikte ve yaşlılıkta mineral ihtiyacını (magnezyum, kalsiyum, flor ve sodyum gibi) karşılar,
    Cildin gerekli olan su ve mineral ihtiyacını da karşılayarak cilde gergin, pürüzsüz ve canlı bir görünüm sağlar,
    İçerdiği sülfat, bikarbonat iyonları sayesinde sindirim sistemi (mide ve bağırsaklar) ve boşaltım sistemi (böbrekler ve idrar yolları) fonksiyonlarını destekler ve sağlıklı kılar,
    Aynı zamanda dışarıdan sürüldüğünde de cildi canlandırır ve gençleştirir.


    Minerallerin Önemi
    Kalsiyum:Kemik, diş ve kalp sağlığı, kan pıhtılaşması, sinir uyarı iletimi
    Magnezyum:Kalp, kas ve sinir sağlığı ve enerji üretimi
    Sodyum:Su-elektrolit dengesi, sindirim desteği, asit-baz dengesi, uyarı iletimi
    Potasyum:Hücre metabolizması, su dengesi
    Florür:Diş ve kemik sağlığı
    Iyodür:Troid bezi fonksiyonları desteği
    Klorür:Su-elektrolit dengesi, sindirim desteği
    Bikarbonat:Mide fonksiyonları, kan ve idrarda asit-baz dengesi
    Sülfat:Kalın barsak fonksiyonları, safra kesesi ve fonksiyonlarının uyarılması
    Doğal maden suyu, yer altı sularından elde edilmiş mineraller ve karbondioksit gazı ile birlikte yeraltındaki çatlaklardan ilerleyerek yeryüzüne çıkar ve tamamen “doğaldır“. Soda ise, içilebilir suya yapay mineraller ve karbondioksit gazı eklenerek elde edi ...
    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    Genellikle yemek sonrası hazımsızlık için tüketiyorlar
     Gözat Cevap: 1  
    Ebru oragaz beğendi
    1 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    B12 eksikliğinin zararları
    B12 eksikliğinin zararları
    B12 vitamini tüm vücut hücrelerinin ihtiyaç duyduğu bir enzim olmakla beraber, B12 vitamini eksikliği tedavi edilmediği durumlarda insan vücudunda ciddi zarar ve tahribatlara yol açmaktadır. B12 vitaminin azalması durumlarda ortaya çıkan belirtilerde en önemlileri kan hücrelerinde azalma ile birlikte aneminin meydana gelmesi, sinir sistemi bozuklukları, mide ve sindirim sistemi bozukluklarıdır. Bununla birlikte gittikçe ciddileşen ve hızla artan kansızlık, cilt bozuklukları ile kabızlıkta seyir gösterir. Kansızlığa bağlı olarak baş gösteren çarpıntı, mide bulantıları, nefes darlığı ve bitkinlikler ile süreç devam etmektedir. Kilo kaybı, unutkanlık, gereksiz korku ve tedirginlik hissi, yorgunluk hissi, sinirsel problemler de B12 vitamin eksikliğinin belirtileri arasında yer almaktadır.

    Bazı hastalıklarda önemle eksikliğine dikkat edilmesi ve sık zamanlı olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. B12 vitamin eksikliği genellikle, beslenme bozukluğu olan bireylerde, özensiz diyet yapan bireylerde, alkol bağımlılarında, hamile ve emziren kadınlarda, yoğun stres altında olan kişilerde, kronik rahatsızlığı olan kişilerde, doğum kontrol hapı ve östrojen takviyesi alan kadınlarda, sporcularda, beden eforu ile çalışanlarda, sıklıkla yaşlılarda ve sindirim sistemi ile ilgili operasyon geçirenlerde ya da bağırsağında aşırı derecede bakteri üreyen kişilerde görülmektedir. Ve bu kişilerin belirtileri hissettikleri anda bir doktor kontrolü altında B12 takviyesi yapması gerekmektedir.
    B12 vitamin eksikliğinin zararları insan vücudunda kademe kademe hissedilir. Başlangıç olarak yukarıda belirttiğimiz nedenlerin yanısıra sersemlik, uykusuzluk, ışığa karşı hassasiyet ve önemli ölçüde duyarlılık, ağız kuruluğu, ciltte kaşıntılar, öğrenme ve algılama güçlüğü, gözlerde yanma ve kaşıntı gözlenmektedir. Bu belirtileri takip ederek, kas spazmı, migrene varan baş ağrıları, sabahları yataktan yorgun kalkma ve uyuşukluk halidir.

    Rahatsızlığın ilerlemesi durumlarında ise, en dramatik ve rahatsız edici etkileri sinir sisteminde görülmektedir. B12 vitamin eksikliğinin bireyler üzerindeki en belirgin zararı sinirler üzerinde ciddi boyutlarda tahribata yol açarak kalıcı sinir sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ağır B12 eksiklikleri kronik sinir sistemi hastalıklarına zemin oluşturabilmektedir. Ayrıca bu hastalarda ayak ve ellerde uyuşmalar, şiddetli boyun ve sırt ağrıları his durumlarında bozukluklarda görülmektedir. Örneğin en ufak bir yorulmada ya da heyecanlanmada kalp ritim bozuklukları da çoğu hastalar üzerinde etkili olmaktadır. Sonrasında baş dönmeleri ve denge bozuklukları da rahatsızlığın diğer önemli aşamaları arasında yer almaktadır. Bunların sonucunda ciddi nörolojik rahatsızlıklar meydana gelerek oluşabilecek zararların tedavi sürecini zorlaştırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca özofagus kanserleri arasında da bir ilişki olduğu düşünülmektedir.
    Günlük dengeli beslenen kişilerde B12 vitamin eksikliğine çok fazla rastlanmamaktadır. B12 vitamini çok fazla besinde bulunmaktadır. Süt ve süt ürünlerinde, yoğurtta, yumurtada, peynirde (hayvansal ürünlerde), bira mayasında, bademde, kırmızı ve beyaz etlerde ve buğdayda bulunmaktadır. B12 vitamini ışığa karşı çok hassastır özellikle besinlerin ışık altında uzun süre bekletilmesi zararlıdır ve besin üzerindeki b12 kaybına sebep olmaktadır. Örneğin yoğurtları uzun süre beklettiğinizde, yoğurdun üzerinde yeşil renkte bir su meydana gelmektedir işte bu yeşil suyun içerisinde de b12 vitamini bulunmaktadır. Bu sebeple dolapta ya da ışıkta bekletilmesi B12’nin kaybına yol açmaktadır.
    B12 vitamini özellikle sinir hücrelerinin büyümesi ve tüm hücrelerin tamirinde ciddi derecede önemli bir rol oynamaktadır. Folik asit ile birleşince sinir hücrelerinin kılıflarının korunabilmesi ve DNA sentezi için gereklidir sinir iletilerinin kolaylaştırılmasını sağlamaktadır. B12 vitamini ince bağırsaktan emilir, fakat tam olarak emilip depolanması için, midenin salgıladığı bir bileşiğe de gereksinim vardır. Bu birleşik B12 vitamini ile bağdaşır ve B12 vitamininden sonra karaciğere taşınır ve orada depolanır. B12 vitamini beyinde sinir iletimi durumlarını düzenler dolasıyla Alzheimer hastalığına karşı da koruyucu etki oluşturmaktadır. Doğum sırasında da oluşabilecek sorunları önlemektedir. Kalp ve damar tıkanıklığına karşı etkili olmaktadır. Çocuklarda görülen astım , depresyon, şeker hastalığına bağlı nöropatilerde ve kısırlık gibi birçok hastalığın tedavi sürecinde B12 vitamini büyük ölçüde destekleyici bir unsur olarak görülmektedir.
    B12 tedavisi için, B12 vitamin iğneleri veya B12 vitamin hapları kullanımına başlanabilir. Tedavi kesildiğinde sık aralıklarla vücutta B12 yetersizliğinin gözlenmesi durumlarında bazı kişiler hayatları boyunca B12 takviyesi almak zorunda kalabilmektedirler.

    B12 eksikliğinin zararları
    B12 vitamini tüm vücut hücrelerinin ihtiyaç duyduğu bir enzim olmakla beraber, B12 vitamini eksikliği tedavi edilmediği durumlarda insan vücudunda ciddi zarar ve tahribatlara yol açmaktadır. B12 vitaminin azalması durumlarda ortaya çıkan belirtilerde en önemlileri kan hücre ...

    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    Teşekkürler bilgiler için, emeğinize sağlık.
     Gözat Cevap: 1  
    0 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    Tehlikeli kuş türleri sakınılması gereken kuş türlerinden bazıları

    Kuşlar, dünya üzerinde belki de en kıskandığımız canlılardandır. Hepimiz kuşların olduğu bir doğada yaşamak isteriz. Onların sesleriyle uyanmak, verdikleri güzel görüntüleri seyretmek isteriz. Ancak bazı kuş türlerinden yine de sakınmamız gerekebilir. Bazıları görünüşleriyle bizi ürpertmekte, bazıları da sevimli görünmektedir. Yine de temkinli davranmakta fayda var. İşte, sakınılması gereken kuş türleri;

    Cassowary: Dünyanın en tehlikeli kuşu olarak gösterilen bu kuşun kabarık bir de sabıkası bulunmaktadır. Yeni Gine’de yaşayan bu kuş türünün 12,5 cm’lik hançer şeklinde bir gagası var ve ölümcül olabilmektedir.


    Devekuşu: 3 metre uzunluk ve 175 kg’a varan ağırlıklara ulaşabilen devekuşları dünyanın en büyük ve sempatik kuşlarıdır. Güçlü bacak yapısı ve pençeleriyle bir sırtlanı öldürebilecek derecede kuvvetlidir.

    Akbaba: Ölmüş hayvan leşlerinin etrafından eksik olmayan bu leş yiyiciler, bazı toplumlarda ölümün simgesi gibidir. Avlanma imkanları olsa da leşlerle beslenmeyi tercih eden Akbabaların midelerindeki asit diğer canlılardakine göre çok daha güçlüdür.

    Kartal: Avcılıkları efsane olan Kartallar, gücün en önemli simgelerinden biri haline gelmiştir. Güçlü pençeleri, gagası ve göğüs yapısıyla tam bir avcı kuştur.

    Pitohui: Zehirli olan üç kuş türünden biri olan Pitohui, Papua Yeni Gine’de yaşamaktadır. Yerli halk tarafından pis kokması nedeniyle çöp kuş olarak da anılmaktadır.

    Küçük Örümcek Kuşu: Zehirli olan kuş türlerinden biri olan Küçük Örümcek Kuşu, Papua Yeni Gine, Endonezya ve Acustralya’da yaşamaktadır. Ağaç dalları arasında çok iyi kamufle olması ile de meşhurdur.

    Mavi Başlı İfrita: Küçük böcek türleriyle beslenen bu kuşun öldürücü etkiye sahip bir zehri bulunmaktadır. Zehrini tüylerine yayan bu kuşun çıplak elle ellenmesi en iyi olasılıkla uyuşmaya sebep olur.

    Şahin: Tam bir avcı olan Şahinlerin pençeleri avlarının etini parçalayacak güçtedir. Sürüngen ve balık gibi canlıları avlayan Şahinler, eğitilebilir özelliktedirler ancak yine de çok tehlikelidirler.

    Ulu Doğan: 150-200 cm kanat genişliği, 55-65 cm uzunluğu ile oldukça heybetli olan Ulu Doğan, doğu Avrupa ve Asya’da yaşamaktadırlar. Tehlikeli avcı sınıfındaki kuş türlerinden biridir.

    Martı: Martıdan neden çekinelim ya da kendimizi sakınalım diye düşünebilirsiniz. Ancak yavrularının can güvenliğinden endişe duyan bir martı ölümcül olabilir. İnsanlara saldırarak zarar verdiği birçok vakanın olduğu bilinmektedir.


    Kuşlar, dünya üzerinde belki de en kıskandığımız canlılardandır. Hepimiz kuşların olduğu bir doğada yaşamak isteriz. Onların sesleriyle uyanmak, verdikleri güzel görüntüleri seyretmek isteriz. Ancak bazı kuş türlerinden yine de sakınmamız gerekebilir. Bazıları görünüşleriyle bizi ürpertmekte, bazıla ...

    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    Deve Kuşunun neresi zararlı tehlikeli
     Gözat Cevap: 1  
    0 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    Köpeklerin özellikleri, köpekler hakkında bilgi, köpek türleri
    Köpeklerin özellikleri, köpekler hakkında bilgi, köpek türleri
    Köpekler doğdukları andan itibaren insanlara karşı sevgi duyarlar. Bu şekilde dünyaya gelen tek hayvan türü köpektir.
    Bu nedenle siz köpeklere yakınlık göstermeseniz de onlar sizi çoktan benimsemiştir. Yeni aldığınız köpeğiniz sahibi olduğunuzu hissettiği andan itibaren kokunuzu benimsemiştir. Bulunduğu mekanlarda özellikle sizin eşyalarınızın üzerine uyumayı tercih eder. Sizin kokunuz onu rahatlatır.
    Annesinden yeni ayrılmış olan köpek sahibini en yakın dostu olarak görmektedir. Köpeklere davranışlarını kontrol edebilmeleri için yardım ettiğiniz taktirde sizin sadık dostunuz olmamaları için hiç bir neden kalmayacaktır.
    İnsanlarla çok iyi dostur köpekler. Dostluklarının yanında, insanlar onları pek çok amaç için kullanmaktadır.
    Koku alma duyuları çok gelişmiştir. İnsanlardan binlerce kat daha iyi algılayıp ayırdedebilirler kokuları. Bu yetileri sayesinde kayıp insanları bulabilirler.
    Polis köpekleri aldıkları özel eğitim sayesinde tehlikeli maddeleri bulabilir. Gene eğitimli köpekler, sakat veya kör kişilerin en iyi dostu ve yardımcısı olabilir.
    Aynı insanlar gibi, köpeklerde eğitim alabilir ve becerilerini geliştirebilir. Bu eğitimlerin en zoru K9'dur. K9 köpekleri zor bulunur ve çok pahalıdır.
    İnsanlarla binlerce yıldır beraber yaşayan köpeklerin en faydalı oldukları konu herhalde çobanlara yaptıkları yardım ve korumadır.
    Soğuk iklime sahip bölgelerde köpekler, insanlara kızakları çekerek yardımcı olur. Bu tür soğuk iklim köpekleri bir günde 150 km yol katedebilir.
    Köpeklerin Yaşadığı yerler: Evcil ve vahşi olarak dünyanın hemen hemen her yerinde.
    Özellikleri: Keskin koku alma ve işitme kabiliyetli etçil bir memeli. Sahibine bağlılığı ile şöhret bulmuştur.
    Ömrü: 15-20 yıl.
    Çeşitleri: Görünüş ve büyüklükleri farklı 100’den fazla köpek ırkı vardır. Çoban köpeği, av köpeği, buldog, polis köpeği, Saint Bernard köpekleri Ünlüdür.
    Köpekler Hakkında Bilinmesi Gereken 40 Pratik Bilgi
    1- Tüylerini tarayın. Köpeklerin çoğu fırçalanmaktan hoşlanır. Köpeğinizi fırçalayarak hem kürkünün sağlıklı olmasını sağlarsınız hem de aranızda bir bağ gelişir.
    2- Köpekler de üşür. Köpeğinizin bir kürkü olması, soğuk havalarda dışarıda durmaya dayanabildiği anlamına gelmez. Onu bahçede kulübesiz bırakmayın.
    3- Giydirin. Küçük köpekler ve tüysüz cinslerin soğuk havalarda giydirilmesi gerekmektedir.
    4- Zaman ayırın. Köpeğinizi her gün uzun yürüyüşlere çıkarmak için belli bir zaman ayırın. Günde en az iki kez dışarıya çıkmasını sağlayın.
    5- Eğitim şart, Köpeğinizi eğitirken emirleri el hareketleri ve jestlerle birlikte verirseniz, öğrenmesi daha kolay olacaktır.
    6- Tasmasını çıkarmayın. Köpeğinizin tasması her zaman boynunda olmalıdır. Tasmasında adı, sahibinin ismi ve iletişim bilgileri bulunmalıdır.
    7- İlginizi gerektirir. Köpeğinizin size bağlanması için bolca zaman geçirmeniz gerekmektedir.
    8- Pirelere savaş açın. Köpeğinizin pirelerden uzak bir yaşam sürdürebilmesi için veterinerinizin size verdiği bakım planından şaşmamalısınız.
    9- Metal kap kullanırken Metal su kapları kış aylarında dışarıda donabilir ve köpeğinizin dili kaba yapışabilir; yaz aylarında ise aşırı derecede ısınabilir ve köpeğinizin dilini yakabilir.
    10- Köpekler, dişlerinizi gösterdiğiniz için gülümsemeyi agresiflik göstergesi olarak algılayabilirler.
    11- Yavru köpekler kör, sağır ve dişsiz doğarlar.
    12- Dalmaçyalı cinsi köpekler doğduklarında tamamıyla beyazdırlar, siyah lekeleri sonradan oluşur.
    13- Antik Yunan düşünürü Platon “Köpekler bir filozofun ruhuna sahiptir” demiştir.
    14- Köpekleri sevmenin tansiyonu düşürdüğü ispatlanmıştır.
    15- Yapılan bir araştırmaya göre, köpek sahiplerinin %338242;ü köpekleriyle telefonda konuştuklarını ya da telesekretere mesaj bıraktıklarını söylemiştir.
    16- Köpekler 2-3 yaşında bir çocuğun zekasına sahiptir.
    17- Köpekler 150 ila 200 kelime öğrenebilir, kelimelerle aynı anlama gelen el hareketlerini de hafızalarına kazırlar.
    18- Köpeklerin dillerinde yaklaşık 1.700 tat alma organı vardır. İnsanlarda bu sayı yaklaşık 9.0008242;dir.
    19- Havadaki küçük kimyasal damlacıkları koklayabilmeleri için köpeklerin burunlarının ucu ıslaktır.
    20- Köpekler insanlardan 1000 kat daha iyi koku alır. İnsanların koku alma hücreleri 5 milyonken, köpeklerinki 2.200 kadardır.
    21- Eğer sahibi kollarını sallıyorsa, bir köpek onu 1 mil öteden kolaylıkla tanımlayabilir.
    22- Bir dişi köpek ve dişi yavruları, yedi yıl içerisine 4,372 yavru verebilir.
    23- Köpekler 14.000 yıldan uzun bir süredir insanlarla yaşamaktadır. Kedilerde bu yaklaşık 7.000 yıldır.
    24- Köpekler renkleri renk körü bir insana benzer şekilde algılarlar. Gözleri ışıklar kısıkken daha iyi görür.
    25- Köpekler sürü halindeyken kovalamaya ve avlanmaya daha yatkın olurlar. Bir sürü olabilmek için 2 köpek yeterlidir.
    26- Köpeklerin burun izleri, insanlardaki parmak izleri gibidir ve onları tanımlamakta kullanılır.
    27- Dünyadaki köpek nüfusunun en kalabalık olduğu ülke Birleşik Devletler’dir; bunu ikinci sırada Fransa takip eder.
    28- Dünyada yaklaşık 400 milyon köpek olduğu düşünülmektedir.
    29- Bir köpek kulağını hareket ettirmek için 188242;den fazla kas kullanır.
    30- Dokunma, köpeklerin geliştirdiği ilk duyudur. Patiler dahil olmak üzere bütün vücutları dokunmaya duyarlı sinir uçlarıyla kaplıdır.
    31- Bir köpek, bir sesin kaynağını saniyenin 1/6008242;ünde tespit edebilir ve insanlardan dört kat daha uzağı duyabilir.
    32- İlk kılavuz köpekleri, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Alman hükümeti tarafından savaşta gözlerini yitiren askerler için eğitilmiştir.
    33- Dünya üzerinde en çok köpeğe sahiplik etme rekoru 5.000 köpekle Kubla Kahn adındaki bir adamındır.
    34- Köpeklerin yüz şekillerinden yaşam uzunlukları anlaşılabilir. Uzun burunlu, kurtları anımsatan köpekler, düz yüzlü köpeklere nazaran daha uzun yaşarlar.
    35- Eğer sezaryenle doğduysa ve anneye geri verilmeden önce temizlendiyse, anne köpekler doğumdan sonra bazen yavrularını reddedebilirler.
    36- Elma ve armut tohumları içlerinde bir miktar arsenik bulundurur ve bu köpekler için ölümcül olabilir.
    37- Az miktarda taze ve kuru üzüm köpeklerde böbrek sorunlarına neden olabilir.
    38- Benzer şekilde çikolata, pişmiş soğan ya da içerisinde kafein bulunduran yiyecekler köpekler için zararlıdır.
    39- Antik Mısır Uygarlığı’nda köpekler son derece saygın hayvanlardı. Köpek sahipleri köpekleri öldüğünde günlerce yas tutarlardı.
    40- Köpeklerin ter bezleri yoktur, patilerinden terlerler...

    Köpeklerin özellikleri, köpekler hakkında bilgi, köpek türleri
    Köpekler doğdukları andan itibaren insanlara karşı sevgi duyarlar. Bu şekilde dünyaya gelen tek hayvan türü köpektir.
    Bu nedenle siz köpeklere yakınlık göstermeseniz de onlar sizi çoktan benimsemiştir. Yeni aldığınız köpeğiniz sahibi olduğ ...

    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    Patilerinden terlediklerini bilmiyordum :O
     Gözat Cevap: 1  
    0 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    Muhabbet Kuşu hakkında Her türlü bilgi.
    Öncelikle Merhaba Modlar konumu kilitleyebilir fakat bu Öbürlerinden çok çok fakrlı ve her ama her türlü bilgi mevcut inş sizede çok yardımcı olur.
    Evet arkadaşlar yaklaşık 1 saat uğraştım.Bu konunun yetkililer tarafından sabite alınmasını istiyorum çünkü gerçekten ama gerçekten çok yararlı bir konu biliyorum biraz uzun ama sizin işinize yarayacakları okursanız bilgilenirsiniz.
    Lütfen çok uğraştım bunun için teşekkür ederseniz çok makbule geçer.İçinizden geliyorsa 1 repide çok görmeyin.Şimdiden çok teşekkürler...

    MUHABBET KUŞUMU KENDİME NASIL ALIŞTIRABİLİRİM
    Muhabbet kuşunuzu aldınız ve birkaç gün içerisinde size alışmasını istiyorsunuz değil mi?
    Heyecanınızı, mutluluğunuzu tahmin edebiliyorum ancak, bu gerçek dışı bir beklentidir; hem sizi hem de kuşunuzu üzer. Muhabbet Kuşu sahibi olmak tarif edilemez bir mutluluk ve heyecandır fakat bir o kadar da sabır, ilgi ve sevgi isteyen bir durumdur. Hemen kaygılanmayın, doğru iletişimi sağlarsanız, karşılığını fazlasıyla alırsınız. Kuşunuzu evinize getirdiniz ve ne yapacağınızı bilmiyorsunuz.
    1- Kafesine yemini ve suyunu koydunuz, ancak kafesin tabanında temiz bir köşeye yem ve su koymayı unutmayın. Çünkü kafesini tanımadığı için, yemliği ve suluğu bulamayabilir. Bu arada takip etmeyi de unutmayın, yemliğini ve suluğunu kullanmaya başladığında bu uygulamadan vazgeçin. Önemli bir ayrıntı da ilk günlerde kuşunuz yem yemeyebilir, su içmeyebilir. Ailesinden ve arkadaşlarından ayrılmış, yabancı bir ortama gelmiştir. Üzüntüsüne ve şaşkınlığına saygı duyun…
    2- Kuşunuzu ilk bir hafta 10 gün kafesinden dışarıya çıkartmamanızı öneriyoruz. Bunu ne size, ne de kuşunuza eziyet etmek için yapmıyoruz. Kuşunuz yeni evini tanımıyor, eğer hemen dışarı çıkarttırsanız, uçarken sağa sola çarpıp, istenmeyen kazalara sebep olabilir; kırıklar, çıkıklar, çarpma sonucu beyin sarsıntıları hatta ölümle bile sonuçlanabilir.
    3- Elbette bu süre içerisinde boş durmayacağız. Kendimizi kuşumuza alıştırma çalışmalarına başlayacağız. Kuşumuz kafesindeyken, yavaş hareketlerle parmağımızı kuşun göğsü ile ayakları arasına tıpkı bir tünek ya da ağaç dalı gibi uzatıp, üzerine çıkmasını sağlamalıyız. Ve bunu gün içerisinde sıkça tekrarlamalıyız. Tabii ki bu arada konuşma sesi tonuyla, ona güzel sözcükler söylemeyi de unutmuyoruz.
    4- Kuşunuzu asla ve asla açlıkla terbiye etmeye çalışmayın. Unutmayın, kuşunuzun size güven duyması gerekiyor. Onu aç bırakan birisine ne kadar güven duyabilir? Bu durumda elbette elinize gelecektir, çünkü açtır ve bu bir zorunluluktur, size alıştı anlamına gelmez.
    5- Kuşunuzun kafesi yüksekçe bir yerde durması gerekiyor. Unutmayın kuşlarınız doğada ağaç dallarında yaşarlar, kendilerinin güvende hissetmelerine yardımcı olur. Bunun dışında kuşunuzun kafesi, direkt güneş ışığı ve cereyan, rüzgar alan bir yerde bulunmamalı, yüksek ses, gürültü ve kavga gibi ortamlardan uzak tutulmalıdır.
    6- Kuşlarınızın uyku düzeni de çok önemlidir. Sağlıklı uyku uyumayan bir kuş, huysuz ve saldırgan olur. Doğada gün batımıyla uykuya dalıp, güneşin doğmasıyla uyanırlar. Bu yüzden yaz aylarında en geç 22:00-22:30 uyumalı, kış aylarında ise bu süre 21:00-21:30 u geçmemelidir. Kuşlarınızı uyku saatinde karanlık ve sessiz bir odaya almalısınız.Böyle bir imkan yoksa, kafesin üzerini örtüp, odada ki ışık ve sesi azaltıp, onun uymasına fırsat vermelisiniz.
    7- Bir hafta 10 günlük süreyi tamamladınız ve kuşunuzu kafesten çıkarttınız. Onun uçmasına fırsat verin. Unutmayın o bir kanatlı, uçmak ise onu en doğal davranışıdır. Üstelik kan dolaşımını uçma ile sağlarlar. Bu yüzden her gün kafesinden çıkartmaya özen gösterin.
    8- İlk kez kafesinden dışarıya çıkan bir kuş şaşkın olacaktır. Asla ve asla avucunuza almayın, kovalamayın, yakalamaya çalışmayın. Bu davranışlarla size olan güveni tamamen kaybolacak, her şeye yeni baştan başlamak zorunda kalacaksınız. Unutmayın, Muhabbet Kuşları meraklıdır, onun merak duygusundan faydalanabilirsiniz. Örneğin kafesine girmesini istiyorsanız, bir maydanoz yaprağı ile kandırıp, kafese girmesini sağlayabilirsiniz. Bunu ilk uygulamada başaramazsanız, pes etmeyin tekrar tekrar deneyin.
    9- Kuşunuzun size kendiliğinden gelmesi için de, yine merak duygusu devreye girmeli. Örneğin kuşunuz dışarıda ve size gelmiyor. Kendinize bir meyve tabağı hazırlayın ve iştahla karşısında yemeye başlayın ama kuşunuz yokmuş gibi davranın. Mutlaka tadına bakmak isteyecektir. Ya da sesli, renkli bir oyuncakta olabilir… Eğer kuşunuz tabağınıza ortak olmayı tercih ettiyse önemli bir basamağı atlamış sayılırsınız, devamı da gelecektir. En başta da belirttiğim gibi bu iş sabır, ilgi ve sevgi ile başarılacaktır. Kuşunuzla birlikte sağlıklı bir ömür diliyorum.

    KAFES AKSAMI
    Muhabbet kuşlarımızın gününün bir kısmını geçirdiği,beslendiği,uyuduğu bir ortam olan kafes ve kafes aksamı hem biz hem de kuşlarımız için önemlidir.Kafesin doğru düzenlenmesi de hem sağlık hem de psikolojik açıdan önem taşır.

    Tül : Kafes tülü kullanımı, kuş besleyenlerin yaptığı başlıca hatalardan biridir. Tül, ev tozlarını ve kafes tozlarını toplayacağından kuşlarımızın astım,bronşit gibi solunum hastalıklarına yakalanmalarına yol açar. Aynı zamanda kuş ve ailesi(sahibi) arasında bir duvar ördüğünden evcilleştirme süreci uzar. Evcilleşmiş kuşlarda sahibine karşı soğukluk,psikolojik sorunlar gibi sonuçlar doğurabilir. Evimizi kuş yemlerinden,tüylerinden korumak/temiz tutmak istiyorsak en sağlıklı yöntem olan mutfak strechlerini kullanabiliriz. Strechi kafes etrafına 2 kez sarıp kapı ve yemlikleri makas yardımıyla açarsak sorun ortadan kalkacaktır.

    Plastik tünekler : Bu tip tünek kuşlarda ayak krampları,mantar,egzama gibi bizlere de bulaşması muhtemel bazı hastalıklara neden olabilir. Aynı zamanda kuş tırnaklarını törpüleyemeyeceğinden tırnaklarda aşırı uzama görülebilir. Bunları önlemek için mutlaka ahşap tünek kullanmalıyız. Ahşap tüneği kendimiz de yapabileceğimiz gibi petshoplardan da temin edebiliriz. Tünekleriniz kuşunuzun kolay beslenebilmesi için yemliklere paralel olmalıdır. Mutlaka suluğa uzanabileceği bir tünek bulunmalıdır.

    Kafes altı : Bu bölge kafeste en çabuk kirlenen bölgedir ve her gün temizlenmesi gerekir. Çoğu bakıcı kafes altına gazete kağıdı sermeyi tercih eder. Fakat bu oldukça yanlış bir eylemdir. Gazete baskılarında kullanılan kimyasallar kemirgen kuşlarımız için öldürücü niteliktedir.En doğrusu kafes altına tel ızgara yerleştirmektir. Kafesiniz ızgara için uygun değilse son çare olarak beyaz A4 kağıtları kullanabilirsiniz.

    Mineral ve törpü ihtiyacı : Kafes kuşlarına ne kadar iyi bakım sunarsak sunalım yine de doğanın onlara baktığı gibi bakamayız. Bu yüzden ek olarak bazı uygulamalar yapmamız gerekir. Kafeslerde mutlaka gaga taşı(mineral blok da denir.) ve mürekkep balığı kemiği bulundurmalıyız. Bunlar hem kuşumuzun kalsiyum,mineral eksikliğini tamamlayacak hem de uzayan gaga ve tırnaklarını törpülemesini sağlayacaktır.

    Oyuncaklar : Kuşlarımız kafeste iken sıkılmamaları için onlara oyuncaklar alırız/yaparız. Fakat bunun da bir usulü var elbet. Oynasın diye kafesi oyuncaklarla doldurursak onu sıkıntıya sokmaktan başka bir şey yapmış olmayız. Oyuncaklar kafeste(kafesin büyüklüğüne göre) yeterli hareket alanı kalacak şekilde konumlandırılmalıdır. Onun sağlığını tehlikeye sokacak oyuncaklar kullanılmamalıdır. Biz nasıl her gün pilav yiyemiyorsak onlarda uzun süre aynı oyuncaklarla oynayamayacaktır. Bu yüzden oyuncakları değişimli olarak kullanmalıyız. Yani 4 oyuncağınız varsa bir hafta ikisi,bir hafta diğer ikisi olarak kullanmalıyız ki oyuncağını özleyip heyecanla oynasın.

    Kafesin konumu : Son olarak önemli bir konuya daha değinmek istiyorum. Eğer cana yakın,kendine güvenen,cıvıl cıvıl bir muhabbet kuşu istiyorsanız kafesini ailenizin en çok kullandığı(oturma odası gibi) bir mekana sabitleyin. Unutmayın en mühimi ise kafesin yüksekliğidir. Onların kuş olduğunu ve daima yükseklerde rahat edeceklerini unutmayarak kafesi en az 160 cm yüksekliğe konumlandırın.
    Bu kurallara uyarsak daha sağlıklı ve mutlu kuşlara sahip oluruz.

    SICAK HAVALAR VE KLİMA KULLANIMI
    Yaz günlerinde havalar çok sıcak gidiyor. Evinizde klima var ise, aşağıdaki hususlara dikkat ederek kafeslerinizi klimalı odaya alabilirsiniz,
    1) Odada soğuk hava akımı olmaması için klimayı çok yüksek dereceye getirmeyiniz.
    2) Klimanın üfleme yönüne dikkat ederek kafese doğru üflemesine engel olunuz.
    3) Mümkünse kafesi odanın köşe kısımlarına yakın yerleştiriniz.
    4) Yönü sürekli dönen bir klima ise odadaki ölü noktaları bulup kafesi oraya koyunuz, bu genellikle klimanın tam yan tarafı olabilir.
    5) Kuşlarınızı dışarı saldığınızda klimayı kısınız ve mubişin klimaya doğru uçmasını da engelleyiniz.
    6) Gece klimalı odada uyutmayıp kafesi evin serin bir odasına alınız.
    7) Oyun köşenizin yerini klimanın konumuna göre değiştiriniz.
    TATİL PLANLARI VE MUHABBET KUŞUMUZ
    Minicik bir kus olarak baktigimiz/gordugumuz muhabbet kuslari aslinda gorunuz olarak elimizi dolduramayacak kadar kucuk olsa da hayatimizi kaplayacak kadar buyukturler aslinda.Buyuk bir merak ve hevesle evimize getirdigimiz kuslar bizlere uzuuun zaman gibi gorunen kisa zamanda bekledigimiz kelimeleri soylemeyip,bekledigimiz davranislarda bulunmayinca bocalayip kusu gozumuzden cikartma derecesine geliriz.Oysa her seyde oldugu gibi sabirdadir isin butun sirri.Sabir derken ne anladigimiz da onemli;karsiliksiz beklentisiz bekleyistir sabir.Hic sikayet etmeden oldugu gibi kabullenip beklemektir sabir.Nasrettin Hoca'nin göle maya calarken ya tutarsa deyisidir sabir.Tabii kusumuzla birlikte yasamak isterken, onceden hesaplamadigimiz seylerde vardir.Tatil bunlardan biridir. Arabasi, yazligi olanlar icin biraz daha kolay.Ya ogrenciler;ya kampa cadir tatiline gidenler,otelde kalacaklar?

    Tabii kusunuzu cok seviyorsunuz ama tatile de ihtiyaciniz var,ya da zorunlu.Ne yapacaksiniz kimleri bulacaksiniz kusa bakmak icin.Bunun planini aslinda en az 1 ay onceden yapmak lazim.Kusunuzun tanidigi komsu ya da akraba bu konuda size yardimci olabilir mi? Bu donemde kusunuza bakacak kisi mutlaka en az 1 ay oncede evinize gelmeli kusunuz ile diyalog kurmali sizin yoklugunuzda sizin kadar olmasa da sevgi muhabbet ve dikkat,ozveri verebilmelidir.Baska eve verecekseniz o evde onceden yasamaya alismali o evi tanimalidir.Ayni zamanda hem baska ev ve sizin yoklugunuz bocalamasini yasamamalidir.
    Kusunuzu vereceginiz kisi bilgilendirilmeli,ve elinin altinda bir veteriner adresi olmalisir olasi kazalara karsi.
    Genel olarak tatile gitmek durumundaysanız yapabileceğiniz 3 seçenek vardır.

    **** TATİLE GİDİYORSUNUZ. PEKİ YA MUBİŞİNİZ? ****
    Tatile gidecekseniz,
    1) Bazı tatil yerleri evcil hayvan kabul ederler. Şartlarını araştırın. Ancak yine de sabahtan akşama kliması kapalı bir odada sıcakta kalabileceğini, klimayı açsanız bile tek bir otel odasında klimadan zarar görebileceğini vs. dikkate alın.
    2) Yukarda belirtildiği gibi tavsiyemiz, konudan anlayan bir yakın akraba/arkadaşınıza bırakmanız, elbette bahsedilen konulara dikkat ederek.
    3) Güveneceğiniz bir arkadaşınız yoksa, MMSevenler olarak biz size yardımcı olabiliriz. Sayfamız duvarına detaylarınızı belirten bir not bırakabilirsiniz, bulunduğunuz yerinizi ve zamanınızı bildirebilirsiniz, biz sayfamızda durumunuzu kapak resmi yaparız. Böylece bu konuda belki yardım edecek bir üyemiz bulunabilir.

    Tabii yine de unutmayin sizi cok seven kusunuz 1 gunde bile sizi ozleyecek, geri dondiginizde konusmasinda davranislarinda farkliliklar bulacaksiniz. Genelde en büyük farklılık ısırmadaki artış şeklinde olmaktadır.


    MUHABBET KUSU ILE NELER YAPILIR ?
    Muhabbet Kuşlarınız ile yeterli ilgi ve sevgi bağı oluşturduktan sonra her türlü oyun ve eğlence serüvenine adım atabilirsiniz, bu sizin hayal gücünüze kalıyor elbette. İşte bunlardan bazıları :

    1) Beyaz mektup kagitlarindan minik toplar yapip beraber oynayablirsiniz.
    2) Ona ipler ile boncuklar ile oyuncaklar yapabilirsiniz,beraber oynayabilirsiniz.
    3) Bos vakitlerinizden ya da kendinize ayirdiginiz zamandan fedakarlik yapip el becerilerinizi gelistirip tahtadan oyuncaklar yapabilirsiniz. Örn. MM'in resimleri. [merdiven,tunek,ruzgar gulu]
    4) Kuslar meraklidir mektup kagitlarindan minik zarflar yapip[3-4cm]iclerine yem koyarak,yemleri kendi bulmasini saglayabilirsiniz.
    5) Her zaman para ile oyuncak almaniza gerek yok evdeki malzemelerden oyuncaklar yapabilirsiniz.
    a) Plastik sise kapaklari isinize yarayabilir, hatta kabakta bir delik acip ip gecirerek asabilirsiniz.
    b) Bitmis wc kagitlarinin rulosu onlar icin kemirilecek bir malzemedir
    c) Bitmis tukenmez kalemlerin icini atarak malzeme elde edebilirsiniz[mesela 3 adet tukenmez kalem icleri atilip icinden ip gecirilerek asilirsa birbirine carptiginda ses getirecektir.bu onlar icin zil gibi bir eglencedir]
    d) İri boy düğmeleri yanyana gelecek şekilde iplerle bağlayıp ses getiren bir oyuncak,
    6) MM'in bazı resimlerinde dikkatle görüneceği üzere, bazı yoğurt yada kova saplarından salıncak olarak yararlanabilirsiniz. (Arkada iki ucundan asılı köşeli salıncak)
    7) Renkli dantel parçalarını oyuncak ve salıncak kenarlarına tutturabilirsiniz,
    8) Meyve sebze parçalarını bazı oyuncaklarına kıskaçla tutturabilirsiniz,
    9) Minik oyuncak bebekler, ayıcıklar vs. ile de oynayabilirler (ilk başta korkabilir ama zamanla alışırlar).
    Bunlara daha da baska malzemeler de eklenebilinir.

    ES SECIMI
    Kusunuza es almaya karar verdiniz :
    1)kusunuz ile akran olmasina gayret ediniz
    2)hastalikli olmadigindan emin olunuz
    3)bildiginiz yerlerden almaya gayret ediniz
    4)uretim icin es aldi iseniz en az 6 aylik bir bekleyis olacagini bilmelisiniz
    5)Yeni aldiginiz kusu ayri bir kafes ile eve getiriniz ve tamamen anlastiklarindan emin olana kadar ayni kafeste tutmayiniz[bu da en az 1 ay surecektir]
    6)evdeki kusunuzun ilgisinin bolunecegini sizinle eskisi kadar fazla zaman gecirmeyecegini unutmayiniz
    7)planlarinizi gecici yapmayiniz.Yeterli yeriniz,butceniz ve bilgi birikiminiz oldugundan emin olunuz
    8)Ozellikle kucukken beraber buyuyen kuslarda es degil kardeslik kavrami gelisir
    9)Sunu hic unutmayin:kusunuza es almak sizin fikriniz;onun degil.Bu yuzden es olmayabilecegine de her zaman hazirlikli olun.

    GECIKMIS TUY DOKUMU
    Bir muhabbet kusunun tuy dokme donemi gecikirse, oncelikle boyun etrafındaki tuyler seyreklesir. Bunu takip eden donemde , normal bir tuy degisimine benzemesidir. Fakat yeni tuyler, teleklere ve diger tuylerine yapisir. Genelde, geciken tuy degisiminde olan kusun tuyu donuk, kut ve karisiktir[duzgun degildir]. Bazı tuy uclari, siyahimsi kahverengi halini alir.

    Gecikmis tuy dokumunun nedenleri; cogunlukla mineral ve/veya amino asit eksikligidir. Buna ek olarak hormonal fonsiyon bozuklugu veya siddetli stres [ kalabalik ortam,ani kafes/yer degisikligi ].

    Bu sorun karsisinda bir veteriner hekim ile birlikte nedenleri arastirarak tedavi edilmeleri gerekir. Muhabbet kusunun sagligi acisindan bakim ve beslenmesinin duzenli kontrolu gerekir.

    İlk tüy dökümü
    Normal tuy dokumu bir muhabbet kusunun yasaminda dogal bir durumdur. Yavrularin, genc muhabbet kuslari olarak taninmalarini saglayan ozel tuyleri vardir. İlk tuyleri icin karakteristik bicim, ilk tuy dokumunden sonra alin dahil butun basin beyaz veya sari renkte doldurulacak olan kısminin siyah cizgilerle donanmis olmasidir. Yavrular, bu ilk tuy dokumu boyunca tamamen tuy degistirirerek, eriskin muhabbet kuslarina benzemelerini saglayacak tuylere sahip olurlar.

    İlk tuy degisimi, derilerinin (birkac gunde bu ciplak kisim tuyle kapandigi takdirde) ciddi sayilmayacak bicimde gorunmesine neden olur. İlk tuy dokumunun tipik bir göstergesi de, cerelerinin cinsiyetlerinin belirlenmesini saglayacak belirginlikte olmamasdir.İlk tuy dokumu sonrasinda cok az yavruda tamamen renkli (parlak mavi veya kahverengi) cereye rastlanir.

    Genellikle ilk tuy degisimi, hayatinin ucuncu ve yedinci aylari arasında yer alir ama her kus icin ayri tuy dokumu gerceklestiginden baslangici kesin olarak belirlenemez.
    2 aylik, ilk tuyler
    3.5 aylik, ilk tuy dokumu
    4 aylik, ilk tuy dokumu
    6 aylik, ergenlik tuyleri

    Düzenli tüy dökümü
    Buyuk ve kucuk tuylerin(kanat, kuyruk, govde) dogal olarak dokulmesi olarak karakteristik durum gosterir. Tuy doken Muhabbet kuslari , bu sirada ucma yeteneklerini kaybetmezler. Duzenli tuy dokumunde hicbir ciplak deri ortaya cikmaz, kusun vucudu her zaman, birkac tuy ile de olsa kaplanmis bicimdedir. Eski ve asinmis tuylerin yerine yenileri cikar. Bu yeni tuyler; ince, minik, yari saydamca beyaz renkli cubuklar seklindedir. Birkac gun icinde bu olusum acilir, yeni tuylere donusur.

    Tuy dokme sirasinda Muhabbet Kuslari, genelde yaptiklarini yapmazlar ve daha az aktif olurlar. Ozellikle daha buyuk kuslar daha cok uyur , hatta ara sira yuksek sesli otme ve cok ofkeli isirmalarla birlikte kendini gosteren, asiri alinganliktan rahatsızlik verici duruma kadar giden davranislar sergilerler. Bu tuy dokumunde, ek yiyecek ve vitaminlerle desteklenir ve içinde bulundugu surece saygi duyulup zaman taninirsa, kisa zamanda toparlayacak ve kendini yeniden daha iyi hissedecektir.

    Nadiren de olsa duzenli tuy dokumunde endiselendirecek bir durumla[ fazla tuyunu dokmesi] karsilasilabilinir. Gecici olarak, kusun ucma yetenegi azalir. Daha buyuk kuslar ucuslarini becerili sekilde ayarlayabilir. Bu durumdaki genc kuslar ise, buyuklere gore daha az ucma yetenegine sahip olduklarindan kazalar olusabilir.

    Lütfen unutmayınız:
    Buyuk, birkac yasindaki kus, ayni zamanda cok fazla birincil onem arzeden (kanat , kuyruk) tuylerini dokerse ucmasi zorlasir, herhangi bir kazayi onlemek tehlikeye atmamak icin birkac gun boyunca kusu kafesinden cikarmamak gerekir. Yeni tuylerin, kusun guvenli bicimde ucmasini, yonlenmesini saglayacak kadar buyumesi saglandiginda , yeniden kafesten disari cikmasina izin verilmelidir. Genelde yeni tuylerin buyumesi iki haftadan daha uzun surmeyecektir.

    Bu doneminde, kusa destek olmak icin, istedigi kadar uyumasına izin verilmelidir. Daha buyuk kuslar, daha kaprisli ve daha dengesiz olurlar.Bedenleri, yeni tuylerin buyumesi icin daha cok enerjiye gereksinim duyar. Bu yuzden, saglikli taze meyve veya sebze gibi besinlerle desteklenmesi cok onemlidir. Mesela salatalik [hiyar], tuy dokumu esnasinda ihtiyac duyduklari bircok minerali icerir, filizlendirilmis buğday da onerebilirim.

    KAFES YARALANMALARI
    Kafeslerimizi gözden geçirelim:
    1-Kafes baglanti yerlerinde her hangi bir cikinti varmi bu kuslarimizi vucudunda yaralanmalar yapabilir.
    2-Kafes parmakliklarinin araliklarina dikkat edelim.Bazi kafes modellerinde bu aralik V seklinde daralmalar icermektedir.Ayak ve kanatlar buraya sıkışabilir.
    3-Tuneklerinizi kontrol ediniz.Tahta tunekler kusunuzun ayak ve tirnak sagligi icin cok onemlidir.
    4-Birden fazla kus besliyor iseniz ya da eslesme amaci ile yeni getirdiginiz kus da bu tip yaralanmalara neden olabilir.
    5-Kafesin bulundugu yere dikkat ediniz.Kafes boy hizasindan asagilarda ise eve gelen kisilerden golgelerden korkarak ani hareketlerde bulunacak.Bu da yaralanmalara yol acabilir.

    Ayrıca,
    6-Kusunuz ile aranizdaki diyaloga dikkat ediniz.Kendini mutsuz hisseden kus kendini yaralayabilir.[tuylerini cekerek]
    7- Hazır alınan yada kendi yaptığınız oyuncaklara dikkat edin, ayaklarını, parmaklarını yada başlarını sıkıştırabilecek durumda olmamalıdır.
    8- Evin mutfak-banyo bölümlerini kapalı tutarak buralara doğru uçmalarını engelleyin, bu bölgeler ciddi tehlikeler doğurabilir. Son birkaç ay içinde sıcak su-yemek yaralanması yaşayan üyelerimiz olmuştur.

    Kuslariniz boyle bir yaralanmaya maruz kaldiginda:
    Kanama az ise oncelikle gazli bez ile[kagit pecete de olabilir]kanayan yerdeki kani, hafifce bastirip yok ediniz.Asit borikli su ile temizleyiniz.[Yok ise tuzlu su olabilir]Kanama fazla ise kan tasi ya da nisasta ile hazirlayacaginiz lapa ile kani durdurunuz.Muhabbetkuslarinda cok az kan oldugu icin kan kaybi hayati tehlikedir.Yara yeri derin /buyuk ise mutlaka hekime basvurunuz kan zehirlenmesine onlem icin.
    UYKU DUZENI
    Kuslar gun isigi ile uyuyup uyanirlar.Buna gore de kis saati icin en gec 8 de uyumalari gerekir.Ya yazin diyeceksiniz.Bu kuslar tropikal ulke kuslari,tropikal ulkelerde de yazin dahi nerede ise 8 de hava kararir.Bir de bu kuslar en yuksek dallarda yasayan canlilar;yani tamamen sessiz diyebiliriz.
    Gunumuz sartlarinda kimilerinin okul kimilerinin de is durumlari nedeni ile daha 8 de evde olamayanlar bile vardir sanirim.Bu kisiler kuslarini biraz daha uyanik tutmakta haklilar.
    Evimizde geceleri pek kullanilmayan bir oda var ise; kusunuzu o odaya alarak uzerini ortmeden uyutabilirsiniz.Ama oyle bir odamiz yok derseniz o zaman kusunuzu koridor ya da pek fazla dolasmadiginiz bir yere de goturup uzerini ortebilirsiniz.
    Evde soba yakiyoruz oturma odasinin disindaki her yer soguk diyorsaniz; o zaman kusunuz oturma odasinda kalabilir uzerini ortup uyumasini saglayabilirsiniz.Tabii kusunuzu cok sevdiginize gore tv sesini daha kisip isigi azaltip fazla yuksek sesle konusmayarak ona da saygi gosterebilirsiniz.
    Uyku duzeni olmayan bir kusun bedensel ritmi cabuk bozulacaktir.

    KUS KUMU
    Kuslar tarafindan tuketilen kabuklu tohumlarin tumuyle sindirilmesi amaci ile Bazi kisiler tarafindan kum kullanilir.Oysa kuslarin sindirim sistemindeki enzimler cok iyi gorev yaparlar.Sadece ay cekirdegi gibi bazi kabuklar sorun yaratabilir.Bu da aslinda acikca gosteriyor ki kum genelde guvercinler icindir. Formule edilmis, ufak kabuklu tohumlarla beslenen kuslar için kum gerekmeyecektir.

    Hangi kumlar kullanilmasi gerek dersek; "organik" olan murekkep baligi kabugu, istiridye kabugu, kirectasi ve alcitasi en uygunlaridir.Bunlar kafese asilarak kusun ihtiyaci oldugunda kullanmasi saglanir.Zorunlu olarak kum tuketmesi gereken kuslar; karaciger hastaligi, pankreas iltihabı, bobrek bozuklugu ve genel kotu beslenme yonünden degerlendirilmelidir.Bu tip vakalar genelde Kuzey Amerika'da bulunmaktadir.Turkiye'ye de ticari amac ile kum satildigini dusunuyorum.

    Avrupa'da kafes tabaninda temizlik amaci ile kullanilir kum.diskidaki suyu emerek kotu kokuyu engeller. Her sabah kum elenerek diskilardan arindirilir. 3 haftada bir de kum tamamen degistirilir. Satın alinan herhangi bir kum karısiminin iceriginde odun komurunun olmamasina dikkat edilmeli. Odun kömürü, A, B2 ve K vitaminlerinin eksikliğine yol açabilir.

    Yuvaliklarda kum kullanilmasi ise son derece tehlikelidir.Diski ile bebeklerin bacaklarina,vucuduna,iki bebegin birbirine yapismasina neden olabilir.[Bu durumda ilik su ile yavas yavas temizleyiniz.]

    KAFES BAKIMI VE TEMİZLİĞİ
    Muhabbet kuşlarımızın sağlığı için en temel konu temizliktir. Kafes aksamı (yemlik, suluk, tunekler vs.) hergun ılık sirkeli su ile sünger ve fırça yardımıyla yıkanmalıdir. Sirkeli su olma nedeni ise yağlardan cabuk arinmasidir. Muhabbet kuslari kendilerini temizlerken kuyruk ustundeki yaglar yardimi ile vucudunun diger kismindaki tuylerini yaglayarak tek tek butun tuylerini tarar gibi islemden gecirirler. Kok diplerinin de havalanmasini kuru ciltlerinin de yaglanmasini/nemlenmesini saglarlar. Bu yuzdendir ki kisin soba/kalorifer ile isitilan evlerde asiri sicak ile ortam kuruyacagi icin; arada su kaynatarak nem oranini yukseltiniz. Odanin asiri sicakligi da kuslarinizin tüy dokmesine neden olur. Zira kuru olarak 22 dereceden yukarisi kuslariniz icin tehlikelidir. Su kabini 2 gun degistirmediginizde farkedersiniz ki bulaniktir,hatta bir de tabanini elleyiniz kaygandir. Bu yag birikmesini hissedebilirsiniz kendinizde.

    Önemli bir konu da gece kusunuzun kafesin neresinde uyuduğunu bilemezsiniz. Belki de su kabinin üst kisminda uyumuş ve dışkısı su kabina düşmüş olabilir. Bu yuzden sularinin her sabah degişmesi gerekir. Yem kabı ise her sabah icindeki yem boşaltilarak yıkanip yeni yem konmasi gerekir. Yem kabinin yikanma sebebi ise yine kendi agizlarindaki yem kirintilarinin çöküp yem kabina bulasarak hastalik/mantar olusturmasidir. Bu mantar da dogal olarak kusunuza bulasacaktir. Yem kabindan aldiginiz yemleri 2-3 gun biriktiriniz. Bunlari ufleyip kabuklardan arindirdiktan sonra; eleyip cokuntulerden de arindiriniz. Tekrar kullanmaya hazirdir artik.

    Aldiginiz yemleri paketlerinden cikarip cam kavanozda barindiriniz. Cok miktarda aliyorsaniz mutlaka arada havalandiriniz. Mumkun oldugunca acik yem almayiniz; bu yemlerde tahil orani daha fazladir (ucuz olma nedenlerinden biri de budur).

    Kafesteki oyuncaklari da gozden geciriniz, uzerinde diski var mi, oynarken ona zarar verebilirmi diye kontrol ediniz. Kafesin kendisini ise mümkünse haftada 1 kez yine sirkeli su, sunger ve fırça yardimi ile yıkayınız çünkü sirke en iyi mikrop kiricidir. Ağır deterjanlar (bulaşık, çamaşır deterjanları vs.) kullanmayınız çünkü durulanması çok zordur, istenirse camsil türü hafif leke çıkarıcılar ile dışkı bulaşan yerler yumuşatılabilir, yıkadığınız kafes ve aksamını mümkün olduğunca iyi durulayıp güneşte kurutunuz.


    MUHABBET KUSUM ALISMIYOR
    1)Kusunuzun kafesi nerede?
    Kusunuzun kafesi evdeki en uzun boylu kisinin basi ile ayni hizada ya da kusun durdugu tunek bu kisinin burnu ile ayni hizada olmasi gerekir.Kus kendisinden yukarda olan bir seyden surekli korkar.Unutmayin dogada yuksek agac tepelerinde yasadiklarini.
    French molt rahatsizligi olan kuslarin kafesi ise sehpa uzerinde durmali kafesten asagi kalinca bir ip ya da merdiven uzatilmali kus dustugunde kendisi cikabilmelidir.
    2)Kusunuz sizin televizyon,bilgisayar ya da oyun araciniz degildir.Siz istediginiz zamanlarda,sizin istediginiz sekilde sizinle oynayip tepki vermez.
    Nasil ki sizin ders calisma,alisveris yapma,tv izlemek,uyumak gibi kendinize ait saatleriniz oldugu gibi kusunuzun da kendine ait dinlenme oynama saatleri vardir;buna mutlaka saygi gostermelisiniz.Unutmayin saygi herzaman her kime olursa olsun gosterilirse karsilik alinir.
    3)Kusunuz yeterli uyuyormu?
    Kuslar[tum kanatlilar boyledir.Hatta tavuk gibi erken yatmak deyimini size hatirlatirim] dogaya uygun canlilardir.Doga saati ile ic gudusel uyuyup uyanirlar.Havanin karanlik sisli oldugu gunlerde bile onlar saat 6 da uyanirlar.Ve hava karardiginda cekilip sessizce uyuyup dinlenmek isterler,bu onlarin beden sagligi icin cok onemlidir.
    4)Evdeki kisiler,gurultu araclari,kavga ve tartismalar,ses tonlari cok onemlidir.Oyuncaklari ve ona lkarsi davranislariniz.Bunlar da cok onemlidir.Tutarli davranislariniz olmali.Kusun istemediginiz bir hareketine farkli zamanlarda farkli tepkiler vermemelisiniz.
    On arastirma yapmadan kusu eve getirdiniz ve henuz erken bir kac hafta oldu bu yeterli bir deneme suresidir hepiniz icin.Kus icin eviniz musait mi ortam musait mi kisiler uyum sagliyor mu.Kusunuz size uyum saglamasi kadar siz de ona uyum saglamaniz gerekli.Belki bazi ev esyalari degisecek belki yasam saatiniz degisecek.
    5)kuslariniz neler yiyor?
    Her yediginizden kusunuz yemesi gerekmiyor.Benim kusum farkli baskalarindan farkli olarak sunu yiyor cabasina/yarisina sakin girmeyin.Dusunun anne-babaniz,kardesiniz seker hastasi;aman cani cekti diye komaya girecegini bile bile kimse gormeden bir baklava dilimi verirmisiniz.
    Onlar dunyada ozgur yasarken siz sadece kendi mutlulugunuz icin alip eve getiriyorsunuz;bu demektirki bu andan itibaren o kus size emanet.
    Odadaki ciceklerden tutun da ona hazirladiginiz her yemegi aldiginiz her yemi cok iyi incelemeniz gerekir.
    6)Sevgi:
    Bu konuda israrla duruyorum.Kusunuzu seviyor musunuz?Yoksa nokia telefonun en ust modeli bende var der gibi en iyi benim kusum konusur cabasindamisiniz.Basarinizi okulunuzda, derslerinizde,dostlarinizla iliskilerinizde,durustlukte kanitlamak yerine en guzel ben kus konustururum ile mi kanitlamaya calisiyorsunuz.

    HAPSiRMA
    Her hapsirma soguk alginliginin gostergesi degildir. Dogal bir tepki olarak dusunulmelidir. Muhabbet kuslari; su icerken/banyo yaparken burun deliklerine su kacmasi veya suya asiri doyma, tuy bakimlarini yaparken cok ufak hav tuyu veya kepek kacmasi, yemlenme esnasinda tohum tozlarinin burun delliklerini tikamasi, ortamda asiri parfum gibi gazlarin bulunmasi,cok SIK temizlenmeyen kafeslerdeki tuy,evdeki toz ve benzeri nedenlerle de hapsirabilirler. Bu hapsirma sirasinda burundan su puskurmesi normal karsilanmalidir.

    Ancak hapsirmanin sureklilik kazanmasi, baska olumsuz belirtilerinin de gozlemlenmesi, burun deliklerinin tikanmasi, sumuksu olusumlarin belirmesi halinde "hastalik"tan suphelenmek ve gerekli onlemleri almak cok onemlidir.
    Kisaca her hapsirmada panige kapılmaniz degil, cok iyi takip ederek gerekmesi halinde onlem almanizi oneririm.

    MUHABBET KUSLARINDA GOZ KUSURU
    Muhabbet kuslarında seyrek de olsa korluk gorulmektedir,santral veya periferal lezyonlarin neden oldugu bir durumdur.Ensefalitise bagli[beyindeki virusler] korluk diger norolojik bulgularla beraber gorulur.Ozellikle muhabbet kuslarinda serebrovaskuler[beyin damarlarinin tikanmasi ile ]olusan kazalar temel sebep olarak gorulmektedir.Muhabbet kuslarında hipofiz adenomu[kafatasi icinde bulunan ic salgi bezi enfeksyonu] gorulmektedir.Bu muhabbet kuslari 4 yasinda ve genelde erkekdir.Klinik belirti olarak 1-Muhabbet kusunda travma2-Potansiyel toksin(zehir)temasi3-Enfeksiyon hastaliklar arastirilmaktadir.Kor muhabbet kuslarinda karaciger buyumesi ve bakteriyel enfeksiyonda gorulmektedir.Muhabbet kuslarinda korluklerde tedavi kesinlikle bir veteriner hekim tarafindan yapilmalidir.


    Öncelikle Merhaba Modlar konumu kilitleyebilir fakat bu Öbürlerinden çok çok fakrlı ve her ama her türlü bilgi mevcut inş sizede çok yardımcı olur.
    Evet arkadaşlar yaklaşık 1 saat uğraştım.Bu konunun yetkililer tarafından sabite alınmasını istiyorum çünkü gerçekten ama gerçekten çok yararlı bir konu ...

    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    Bir kuş bu kadar zahmetli olabilir gerçekten
     Gözat Cevap: 1  
    0 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    Vatoz Nedir? Vatoz Türlerinin Özellikleri Nelerdir? Vatoz Nedir? Vatoz Türlerinin Özellikleri Nelerdir?
    Vatoz Nedir? Vatoz Türlerinin Özellikleri Nelerdir?

    Dünyadaki tüm balıklar, iskeletlerinin yapıları bağlamında iki geniş gruba ayrılır:
    Vatozlar ve ejderha balıkları, köpek balıkları ile beraber Chondrichthyes sınıfında yer alır. Bu betimleme Yunanca “cartilage” kıkırdak ve “fish” balık sözcüklerinin onların iskelet yapılarının bir yansımasıdır. Osteichthyes sınıfını oluşturan kemikli balıklar, şimdi çok geniş bir biçimde gruplandırılmalarıyla onları diğer balıklardan ayırır.
    Vatoz balıklarının çoğunluğunun vücut şekilleri, diğer balıklarınkinden çok köklü değişiklikler gösterir. Aynı zamanda, onları yakın akrabaları köpek balıklarından ayırt eden önemli anatomik farklılıklar sergilerler. Onların en belirgin özelliği, göğüs yüzgeçlerinin görünüşünün sıklıkla kanat gibi genişlemiş olmalarıdır. Bu geniş kanatlarıyla su içindeki hareketleri, yarasaların havada uçmalarına benzer. Bu kanatların gücüyle vatozlar, suların yüzeyini düzenli biçimde yararak ilerler ve geniş kanatlarının kendilerine sağladığı güçlü bir şekilde ileriye doğru itme özellikleri, onları dalgaların üstünde epeyce ileri mesafelere taşır.
    Kıkırdaklı balıklar olarak betimlenmelerine rağmen, batoids balıklarının iskelet yapıları tamamen kıkırdak benzeri bir maddeden oluşmaz; fakat özellikle daha yaşlı balıklar ile sığ sularda yaşayanların kıkırdakları kemiklerle sağlamlaştırılır. Vatozların büyüklükleri, 10 cm ile 6.7 m arasında geniş bir yelpazede dağılım sergiler. Çok büyük göğüs yüzgeçleri ile gövdelerinin birleşmesi, “disk” olarak betimlenir. Şekilleri türlere göre değişiklikler gösterir.

    Elektrikli Vatozlar
    Elektrikli vatozlar ve onların şok verme yetenekleri, elektriğin gücü anlaşılmadan yüzyıllar önce eski dünyada bilinmekteydi. Bu bakımdan onlar balıklara özgü değildir. Onların maksimum elektrik çıktıları, yaklaşık 220 volt, 550 volt elektrik akımı üretebilen elektrikli yılan balığının (Elektrophorus electricus) ürettiği elektrik akımından önemli ölçüde daha azdır.
    Elektrikli vatozların elektrik organları, gövdelerinin her bir tarafına yerleştirilmiş çiftli yapılardır. Jel gibi elektrik ileten bir maddeyle paketlenmiş katmanlardan oluşur. Bu katmanlardan yaklaşık 1000 taneye kadar yatay katman olarak düzenlenmiştir. Vatozların gövdelerinin alt kısımları, negatif elektrik yükü taşır fakat üst yüzeyi pozitif elektrik yükü taşır.
    Elektrik Üretmek
    Vatozların beyinlerinin içine elektrikli lop denilen elektrikli organlardan çıkan elektriği kontrol eden bir kısım vardır. Pille olduğu gibi, şayet elektriksel çıktı, ısrarla kullanılırsa, elektrikli organlardan gelen voltaj emilir.
    Görünüşe göre, herhangi bir tehdide karşı kendisine saldırıda bulunan saldırganı etkisiz duruma düşüren bir savunma sistemine sahiptirler ve anında tepki vererek doğrudan saldırının geldiği kaynağa yönelttiği elektriksel şok üretirler. Vatozlar, ürettikleri elektriksel akımı kendi vücutlarında geçecek şekilde yönlendirmekten kaçınırlar çünkü gövdeleri elektrik akımını iletmez. Elektrik akımı, onunla karşılaşacak diğer yaratıklara çarpacağı yere giderken deniz suyu aracılığı ile iletilir.
    Onların elektrik üretme becerileri, sadece savunma amacıyla elektrik akımı üretmez. Vatozlar, bu yeteneklerini yiyecek elde etmede etkin bir yol olarak kullanırlar. Elektrik akımı üretme güçleri, tuzak kurarak avlanmada çok etkilidir. Kumların arasına gizlenerek avlarının kendi menzillerinin içine girmesini beklerler. Avları menzile girince, ya saklandıkları yerden kritik bir anda çıkacak ve hiçbir şeyden kuşkulanmadan yaklaşan avlarını elektrik şoku yönelterek onları sersemletip yönlerini şaşırtırlar veya açıkta saldırı tarzını kullanırlar.

    Vatoz Nedir? Vatoz Türlerinin Özellikleri Nelerdir?

    Dünyadaki tüm balıklar, iskeletlerinin yapıları bağlamında iki geniş gruba ayrılır:
    Vatozlar ve ejderha balıkları, köpek balıkları ile beraber Chondrichthyes sınıfında yer alır. Bu betimleme Yunanca “cartilage” kıkırdak ve “fish” balık sözcüklerinin ...

    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    550v verse tak diye yakar beni o arkadaş.
     Gözat Cevap: 1  
    0 Beğen
  • Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş Forma konusu yanıtladı..
    Pomerania Köpeği Tüm özelikleri
    Perkily ve dostça, Pomerani'ler küçük olsalar bile düzenli egzersize ihtiyaç duyuyor ve eğitim konusunda başarılılar. Akıllıdırlar, ancak bazen küçük olduklarını ve daha büyük köpeklerle yüzleşeceklerini anlamıyorlar.
    Pomerania
    Başlangıçta 1800'lü yıllarda daha büyük olan Pomeranian, Almanya'nın Kraliçe Victoria'sının gözdesi oldu. Köpeklerini kullanarak, boyut bir oyuncak köpeğe dönüştürüldü.
    Özellikler:
    Dik kulaklar (doğal olarak)
    Egzersiz Koşulları : <20 dakika / gün
    Enerji Seviyesi : Çok enerjik
    Ömür Ömrü : 12-16 Yaş .
    Saçılma Eğilimi :
    Eğilimi : Düşük Sosyal / Dikkat
    Özellikleri : Çift kat, düz
    Ortalama yaşam süresi: 12–16 yıl
    Kütle: 1,9 – 3,5 kg (Yetişkin)
    Boy: 20 cm (Yetişkin)
    Mizaç: Oyuncu, Zeki, Dost Canlısı, Sosyal, Aktif, Dışa Dönük
    Renkler: Beyaz, Siyah, Gölgeli Gri, Tan, Kahverengi, Portakal Rengi
    Kariyerine başladığı yer: Almanya, Polonya


    Pomeranian, gerçek bir "oyuncak" köpektir ve ideal bir yükseklik sekiz ila 11 inç ve ağırlığı yalnızca üç ila yedi kilo (bir ila üç kilo) arasındadır.
    Genellikle 7 ila 10 aylık dönemlerde olgunlaşırlar.


    Pomeranianlar, yumuşak, kabarık iki kat ve hafifçe yüzen, dikkatli, dikenli kulaklarıyla kolayca tanınırlar. Vücut şekli oldukça karedir ve kabarık kuyruk sırt üstü ve arkaya doğru kıvrılır. Boynunun etrafında kalın bir ruff, kuzey Almanya'nın kar yağacak bir köpek resmini tamamlar. Kafası farklı bir namlu ile biraz yuvarlaktır.
    Pomerani'ler harika bir renk dizisine girerler. Zengin bir kırmızı en çok cinsle ilişkilendirilir, ancak siyahtan beyaza, teneke kutulara ve gölgeler arasında olan her şey kabul edilebilir, hatta çikolata olabilir.


    Kişilik:
    Pomerani'ler genellikle can sıkıcı, dostça küçük köpeklerdir. Boylarında küçük olduklarını ve bazen büyük köpeklerle uğraşacaklarını veya en azından sözlü olarak onları tehdit edeceğini anlamıyorlar gibi görünüyorlar!
    Bunlar, blok etrafında yürüyüşe çıksalar bile günlük egzersize ihtiyaç duyan aktif küçük köpekler. Onlar oldukça zeki ve küçük bir bağımsız çizgiye rağmen itaat yarışmalarında iyi. Yaşlandıkça gerçekten kucak köpekleri olmaya daha müsaittirler.
    Pomerani'ler genellikle iyi alarm ve alarm köpekleri olup aşırı kabarmaya eğilimli olabilirler. Çocuklarla iyi olma eğilimindedirler, ancak çocukların küçük köpekler olduğuna ve daha büyük ırklar kadar sağlam olmamasına dikkat edilmeleri gerekir.


    Birlikte yaşamak:
    Pomeranians genellikle tutmak kolaydır, ancak bazıları yalın yiyicilerdir. Muhtemelen aktif doğaları nedeniyle obeziteye karşı eğilimleri yoktur. Çift kat, haftalık bir veya iki kez biraz düzenli bakım gerektirir; günlük seanslarda dökülme sezonu boyunca.
    Küçük olmasına rağmen, Pomerani'lerin düzenli egzersize ihtiyaçları vardır ve eğitim konusunda başarılı olurlar. Çok akıllıdırlar ve püf noktaları öğrenmekten ve performans yapmaktan zevk almaktadırlar. Poms genellikle diğer hayvanlarla iyi geçinir, ancak oyuncak köpekleri yanlışlıkla yaralayabilecek büyük ırklarla karıştırılarak kullanılmalıdır. Çocuklarla yetiştirilirlerse iyi olurlar; Eğer değilse, bunlar saklıdır olabilir. Çocuklar, bu küçük köpeklerin daha büyük köpekler kadar sağlam olmayabileceğini ve etkileşimlerin gözetim altında tutulması gerektiği hatırlatılmalıdır.
    Poms uyarı tavırları ve kabuklanma eğilimleri ile mükemmel watchdogs vardır. Yaşlı insanlar için uyanıklıkları ve küçüklükleri nedeniyle çok iyi arkadaşları olurlar.


    Tarihçe:
    Pomeranya küçük bir Spitz türü köpek olarak kabul edilir. 1800'lü yıllarda başta Pomerania olmak üzere Almanya, ilk ıslah programlarının bir yeri gibi görünüyor, ancak bu köpekler oldukça büyüktü. Kraliçe Victoria, cinsin en büyüleyici halini aldı; Köpeklerden ölçü büyüklüğünü bugün tanıdığımız oyuncak köpeğe bile yetiştirdi.
    Elbette Alman spitz köpekleri bu büyücülerden atalar olmalı. Daha sonra köpekler daha küçük boyutlar için seçildi ve standart gri veya beyaz spitz boyama yerine bugün gördüğümüz parlak renkler için seçildi. Baştan beri, "poms" diye sık sık çağırılıyorlardı, birlikte çalıştıkları biraz bekçi köpeği vardı.











    Perkily ve dostça, Pomerani'ler küçük olsalar bile düzenli egzersize ihtiyaç duyuyor ve eğitim konusunda başarılılar. Akıllıdırlar, ancak bazen küçük olduklarını ve daha büyük köpeklerle yüzleşeceklerini anlamıyorlar.
    Pomerania
    Başlangıçta 1800'lü yıllarda daha büyük olan Pomeranian, Almanya'nın Kral ...

    Daha fazla »»
    Tayfun Göktaş
    Tayfun Göktaş
    Arkadaş bir gram tatlı değil şu hayvanlar Nasıl alıp besliyorlar anlamış değilim.
     Gözat Cevap: 1  
    0 Beğen

Oy

Verdiğin oy:
Toplam: 5 ( 1 oranlar)
'':
Yanıp sönen efekti
Kaydırma efekti
Değerlendirme: